Maden suyu…

Acısu,
Ab-ı şur,
Maden suyu,
İngilizce: Brakish,
Fransızca: Saumaatre, eau saumatre.
Almanca: Brackwasser.
Orta derecede tuzluluğu olan su.
İçmeye elverişli olmıyan tuzlu, kireçli, kükürtlü su.
Deniz kenarından kaynıyarak çıkan tuzlu su.
Sabunlaşma sonunda kalan kostik suyu.
Karın ağrısına iyi gelen kekik veya filiskin suyu.
Eskiden firengiye ilaç olarak kullanılan ve iyodür dö sodyumla yapılan bir ilaç.

Rakı.
Madensuyu.
İçmeye elverişli olmıyan tuzlu, kireçli, kükürtlü su.
Deniz kenarından kaynıyarak çıkan tuzlu su.
Çıban, sivilce ve yanığın içindeki sarı su, iltihap.
Sabunlaşma sonunda kalan kostik suyu.
Karın ağrısına iyi gelen kekik veya filiskin (Mentha silvestris) suyu.
Eskiden firengiye ilaç olarak kullanılan ve iyodür dö sodyumla yapılan bir ilaç.

Eski dilde şartlar, koşullar…

Şerait,
Arapça şerait, (ﺷﺮﺍﺋﻂ),
İngilizce: conditions, stipulations.
Arapça, şerіta kelimesinden türetilmiştir.
Şartlar, koşullar.
Bir kimsenin dış görünüşünün özellikleri.
Koşullar, şartlar, içinde bulunulan koşullar.
Durum ve şartlar, içinde bulunulan durum ve o andaki koşullar.
Şartlar.
Koşullar.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. – Atatürk

Samanlık, odunluk, hayvan yemi deposu veya ahır…

Merek,
Ermenice, mereg.
Halk ağzında Merek.
Samanlık, odunluk, hayvan yemi deposu veya ahır.
İçinde hayvan yeygisinin saklandığı yer.
Hayvan yiyeceklerinin saklandığı kulübe.
Otların konulduğu kulübe.
Otların yığıldığı yer, samanlık.
Ahır.

Ağıl,
Kiler.
Odunluk.
Samanlık.
Ot yığını.
Samanlık, otluk.
Saman.
Ot depolanan yer.
Otluk.
Küçük samanlık.
Hayvan yemlerinin konulduğu yapı.
Ardiye ya da kiler gibi kullanıldığı da olur.
Köy evlerinin yanında ot, saman ve yaprak gibi şeylerin ve umumiyetle hayvan yiyeceklerinin muhafazasına mahsus kargir veya kerpiçten yapılmış bina.
Derme çatma, dağınık, üst üste bir sürü yığılmış eşya barındıran, zevksiz, kötü görüntü sergileyen yerler için kullanılır.

Eğitici hikaye veya masal…

Mesel,
Arapça mes̱el, (ﻣﺜﻞ)
Eğitici hikaye veya masal.
Örnek alınacak söz.
Örnek olarak.
Özlü söz.
Atasözü.
Darb-ı mesel.
Bilmece.
Masal, bilmece, fıkra.
Ders alınacak hikaye.
Masal, hikaye, fıkra, bilmece.
İbretli ve küçük hikaye.
Dokunaklı ve manalı söz.
Yararlı hikaye.
Bir umumi kaideye delalet eden meşhur söz.
Ders ve ibret alınacak küçük hikaye, fıkra, kıssa.
Asıl anlamı dışında başka bir şeyi anlatmak için dolaylı ve üstü kapalı olarak söylenen ibret alınacak söz.

Mesel sözcüğünün başka anlamları:
Sıcak bir kabı tutmak için kullanılan bez, tutacak.
Ahırda, hayvanların sidiğinin akması için yapılan tahta oluk.
Benzer.
Misil.
Delil.
Hüccet.
Suyun aktığı yer.

1 338 339 340 341 342 1.744