Dokuma tezgahı ayaklığı…

Basarık,
Ayakçak,
Pedal,
İngilizce: pedal, treadle.
Dokuma tezgahı ayaklığı.
Dokuma tezgahlarının ayaklığı.
Piyano ayaklığı gibi çifte ayaklık.
Çulha tezgahının ayaklığı.
Çulhalık(çulfalık) ayaklığı.
Halk ağzında Bornova -İzmir ve Samsun yörelerinde dokuma tezgahlarının ayaklığına basarık denir.
Ayakla işletilen makinelerde ayağın bastığı yer, ayaklık, pedal.

Adıyaman’ın bir ilçesi …

Tut,
1954 yılına kadar köy statüsünde olan ilçe, 1954 yılında Besni’ den ayrılarak ilçe olmuştur.
Adıyaman şehir merkezine 60 km uzaklıkta olup, Güneydoğu Torosların bir uzantısı olan Hacı Muhammed Dağı’ nın eteklerinde yeşillikler beldesi olarak anılan bir ilçedir.

İlçenin kuzeyinde Malatya-Doğanşehir ilçesi, doğusunda Adıyaman, batısında Gölbaşı ve güneyinde Besni ilçesi vardır. Tut ilçesi, Akdağ’ın güneyinde genellikle dağlık ve engebelidir. Yüzölçümü 350 km² olup arazi Deniz seviyesinden yüksekliği 1.050 metredir. Güney ve Batı sınırı Fırat’ ın kolu olan Göksu akarsuyu, doğu sınırı ise Şovak suyu ile çevrilidir.

Akarsuları:
Göksu, Şebker Çayı, Soğukpınar(Şovak), Şirince (Medetsiz), Cıllaz Suyu, Kurulan deresi.
Akçapınar, Gül Harığı, Çanakçı, Ulupınar, Yarpuzlu,

İlçedeki Tarihi ve Turistik Yerler:
Ulu Cami, Salah Cami, Musalla Cami,
Kaşlıca Kalesi, Enişdere kalesi,
Vijne Köprüsü, Şebker köprüsü, Şovak Köprüsü.
Malkayısı,
Memekli Mağara, Geyik Mağarası, Tum Tumu Mağara,

Adıyaman ilçeleri;
Adıyaman ilinde toplam 9 ilçe bulunmaktadır.
Besni,
Çelikhan,
Gerger,
Gölbaşı,
Kahta,
Merkez,
Samsat,
Sincik,
Tut.

Sürme…

İs,
Rastık,
Tutya,
Sürme.
Tedlik,
Zecr.
Kühl,
Sürmek işi.
Farsça: surme.
Eyeliners.
Sürülerek kullanılan,
Kirpik diplerini sürme ile boyamak.
Kirpik diplerine sürülen siyah boya, rastık, is, tutya.
Kirpik diplerine sürülen bir tür siyah madde, kühl.
Süs amacıyle kirpik diplerine sürülen siyah toz.
Sürülerek kullanılan, is, kurum, karamuk, karadoğu, kör, rastık.

Sürme mili (Eyeliners):
Sürme çekmekte kullanılan kalem, sürme kalemi.

Tutya:
Göz ağrılarına iyi gelen, sürme gibi göze çekilen bir ilaç, krem.

Sürme sözcüğünün halk dilindeki başka anlamları:
Sürgü,
Cilalı, kayağan.
Masa ve dolapta küçük çekmece.
Masa, dolap vb.nde bulunan küçük çekmece.
Yün dokumalarda kimi motiflerin altına çizgi biçiminde çekilen süs.
Tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı.
Daha çok tahıl ürünlerinde görülen mantar türü bir hastalık, rastık.
Mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı.
Kapı kanadını içeriden kapamak veya dolap kapağını yerinde tutmak gibi işlere yarayan ve yuvası içinde ileri geri sürülebilen sistem, sürgü.

Bit…

Kehle,
Gehle,
Ufaklık.
Bit.
(Pediculus).
Latince: pediculus.
Farsça: kehle,
Böcek.
Haşere.

Bit;
Yarım kanatlılar alt takımına giren, insan ve memeli hayvanların vücudunda asalak olarak yaşayan bir böcek.
İnsan ve hayvanların derisinde asalak olarak yaşayan böcek, kene.
Bitkilerin öz suyunu emerek zarar veren bir tür böcek.
Bitler takımına bağlı böceklerin genel adı.
Memelilerde asalak olarak yaşayan ufak bir böcek.
İnsan ve birçok hayvan vücudunda dış asalak olarak yaşayıp kanlarını emen, yaklaşık 2-3 milimetre boyutunda, renksiz, sert derili, ısırıcı, tifüs, humma, veba gibi tehlikeli hastalıkları aşılayan, vücutta yerleştiği yere göre baş biti, kasık biti, vücut biti gibi isimler alan kanatsız ufak böcek, kehle.
Bitlerin en yaygın belirtisi şiddetli kaşıntıdır. Özellikle kafa derisinde hissedilen bu kaşıntı, bitlerin kan emmesi sırasında salgıladığı tükürük nedeniyle ortaya çıkar.
Saç tellerine sıkıca yapışmış beyaz veya sarımsı renkli küçük noktalar olarak görülen bit yumurtalarına, sirke denir.

Bit sözcüğünün diğer anlamları:
Bilgisayarlarda ve genel ağda kullanılan 1 veya 0 olabilen sayısal veri birimi.
Bir belleğin içindeki en küçük veri tutma birimi.
Veri saklama sığası birimi.
Bilgi ölçü birimi, ikil.
Dijital görüntünün temel birimi.
Sıracagillerden, birçok çeşitleri bulunan ve kuzey yarım kürede yetişen bir bitki.
Geceleme, gece kalma.
Delici matkap ucu.
Macar askeri.
Nebat.
Tasrah.
Kehl.
Gıda.

Akıtma…

İsale,
Akıtma.
Akıtmak işi; isale.
Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke.
Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde veya tavada pişirilmesiyle yapılan bir tatlı türü.
Enli bilezik.
Dökme.
Mısır ununa haşhaş, yağ veya pekmez karıştırılarak tepside pişirilen bir çeşit ekmek.
Tepside pişirilen yumurtalı veya yağlı ekmek.
Hamuru saç üzerine dökülerek pişirilen bir çeşit ekmek, pide, çörek.
Hamuru yağda kızartarak yapılan bir çeşit ekmek veya tatlı.
Hamuru, yassı kadayıf gibi saç üzerine dökerek yapılan bir çeşit tatlı.
Hamuru, saç üzerinde pişirildikten sonra tepsiye alınıp, üzerine et suyu veya tatlı dökülerek yapılan bir çeşit yemek.
Mısır unundan yapılan ekmek.
Bir çeşit sucuk.
Bir ottan toplanan süt sakızı.
Hayvanların alnından burnuna doğru uzanan beyaz leke.
Alçıdan yapılan tavan süsleri.
Bir çeşit nakış.
Birkaç dizi enli gerdanlık.
Susamın sapları karışmadan tanelerini bir yere toplama.
Tarlanın, yalnız ekilecek kısımlarını gübreleme.
Çamsakızı, reçine.
İçine haşhaş, yağ ve pekmez sürülerek yapılan börek.
Saçta pişirilen bir çeşit hamur yemeği.
Yağda kızartılan hamur.

1 2 3 1.827