Müzikli eğlencelerin yapıldığı yer…

Lokal,
Fransızca: local,
İngilizce: local, topical
Müzikli eğlencelerin yapıldığı yer.
Dernekevi.
Yöresel.
Yerel.
Belli bir yere, bölgeye ait, yerel, mahalli, mevzi
Bir dernek veya kuruluşun üyelerinin buluşmaları için ayrılmış yer, dernekevi
Müzikli eğlencelerin yapıldığı yer, gece kulübü

Yöresel,
Dernekevi,
Yerel.
Belli bir yöre ile ilgili.
Bir dernek veya kuruluşun üyelerinin buluşmaları için ayrılmış yer.
Sınırlı bir yerle ilgili olan.
Odaksal.
Belli bir bölgeyi içine alan, yaygın olmayan, sınırlı, bölgesel, yerel.
Belirli bir bölge içi.

Dernekevi…

Lokal,
Dernekevi.
Dernek evi
Kulüp, dernek.
Fransızca local.
İngilizce: local
Bir dernek ya da kuruluşun üyelerinin buluşmaları için ayrılmış yer.
Bir kuruluşa mensup kimselerin toplanmasına, buluşup oturmasına ayrılmış yer.

Lokal sözcüğünün diğer anlamları;
Müzikli eğlencelerin yapıldığı yer.
Müzikli eğlencelerin yapıldığı yer, gece kulübü.
Odaksal.
Yöresel.
Yerel.
Mahalli,
Mevzii, lokal.

Belli bir yer, yerel.
Belirli bir bölge içi.
Belli bir yere ait, yerel, mahali.
Belli bir bölgeyi içine alan, yaygın olmayan, sınırlı, bölgesel, yerel.
Sınırlı bir yerle ilgili olan, yerel, mevzii.
Vücudun sınırlı bir bölgesine ait, mevzii.

Sözün başı, başlangıcı…

Ecelem,
Sözün başı, başlangıcı.
Antalya’ nın Elmalı ilçesinin Gilevgi köyünde yöresel olarak kullanılan bir sözcük olup; Sözün başı, başlangıcı anlamındadır.
Antalya yöresinde halk dilinde, ecelem:
Sözün başı, başlangıcı.

Başlama, başlangıç ne demek:
Baş, Bidayet.
Dibace,
Ezeli,
İptida.
Kadim,
Medre, Mebde, Mukaddime.
Önsöz.
Start,
Şüru, şuru.

Eskiden beri mevcut olan özelliklerini taşıyan…

Otantik,
Fransızca authentique,
İngilizce, authentic.
Latince, authentique.
Arapça, sahih, (ﺻﺤﻴﺢ).
Aslına uygun, doğru, sahih.
Orijinal,
Asıl, esas, doğru.
Eskiden beri mevcut olan özelliklerini taşıyan.
Otantik kelimesinin sözlük anlamı;
Eskiden beri mevcut olan özelliklerini taşıyan, içine bir şey katılmamış, katışıksız, orijinal, aslına dayanan anlamına gelmektedir.
Halk arasında mistik, Anadolu izleri taşıyan, yerel, yöresel şeyleri betimlemek için kullanılmaktadır.

Eskiden beri mevcut olan özelliklerini taşıyan.

Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga …

En,
Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga.
Halk dilinde, En,
Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret.
Hayvanların kulağına yapılan, işaret.
Enemek;
Hayvanların kulağının bir parçasını keserek işaretlemek.
İlk başlarda hayvanların erkeklik bezlerini burarak veya çıkararak erkekliğini gidermek, iğdiş etmek olarak kullanılan kelime olup daha sonra erkekleri hadım etmek anlamında kullanıldığı anlaşılıyor.
Bulgarca en, jen; Koyunların kulağına yapılan işaret olarak kullanılyor.

En sözcüğünün yöresel olarak başka anlamları;
Eklem,
Eğin, giyecek,
Üstbaş, elbise,
Yaka,
Mektup,
Çatı,
İki yamaç arasındaki düz ve verimli toprak parçası,
Yün ya da kıldan yapılan aba kumaş,
Ağaç dallarının tomurcuk yeri,

El ayası,
Parmağın ek yeri, eklem.
Sağılan hayvanların süt torbası.
Renk, beniz rengi.
Tarla sınırı.

Sadece bir bölgede yetişen veya yaşayan (bitki, hayvan) …

Endemik,
Bir bölgeye özgü, yerli olan.

İng. endemic,
Frn. endemik,
Farsça, اندمیک

Yerel bitki örtüsü.
Belli bir yetişme ortamına özgün, başka hiçbir yerde bulunmayan yerel türler.
Sadece bir bölgede yetişen veya yaşayan (bitki, hayvan).
Belli bir bölgede salgın olmaksızın sık görülen (hastalık).

Belli bir bölgede salgın olmaksızın sık görülen hastalık.
Yıllık rapor edilen vakalarının sayısı sabit veya artmayan bir hastalık durumu.

Endemik; Yunanca en = içinde demek, Yunanca demos=halk demek. Latince endemos (indigenous) kelimesinden gelir ve yerli anlamında kullanılmaktadır.
Endemik demek bir memleket ya da iklimde doğal olarak yaşayan ya da büyüyen anlamındadır.

Sivas ilinde Balıklı Çermik’te bulunan ve sedef hastalığına iyi gelen balık türü vardır. Bu balıklar su içinde sedef hastalığının göstergesi olan döküntü veya kabukları yiyerek bir çeşit tedavi uygulamaktadır. Bu balıklar endemiktir.

Benzer şekilde Van ters lalesi denilen bitki de endemik olup yanlızca Van’da yetişir.

1 2