Kahverengi tüylü kabuğu soyularak yenen yeşil renkli, sulu, C vitamini bakımından zengin meyve…

Kivi,
İngilizce: kiwi,
Latince: Actinidia chinensis.
Aktinidya ağacının meyvesi.
Kahverengi ve tüylü kabuğu soyularak yenen yeşil renkli sulu, C vitamini bakımından zengin bir meyve. Ana vatanı Çin olan, çok yıllık, kirli sarı, yeşil renkli, C vitamini bakımından zengin, meyveleri yenen bir bitki.

Kahverengi tüylü kabuğu soyularak yenen yeşil renkli, sulu, bir meyvedir. Ana yurdu Çin olup özellikle Yeni Zelanda ve Amerika’ da üretilen, yaprakları kalp biçiminde, çiçekleri sarımsı beyaz renkte, odunsu tırmanıcı bir bitkinin sarımsı kahverengi bir kabukla kaplı, içi yeşil ve sulu, C vitamini bakımından zengin olan, taze veya konserve olarak yenen meyvesi.

Kivi:
İngilizce: kiwi,
Fransızca: apteryx, kiwi,
Almanca: Süd Kiwi,
Latince: Apteryix australis
Kuşlar (Aves) sınıfının, kivigiller (Apterygidae) familyasından, Yeni Zelanda’da yaşayan, tavuk büyüklüğünde olan, uçma ve kuyruk tüyleri olmayan, gece faaliyet gösteren bir kuş türü.

Kivigillerden, kanatları küt olduğu için uçamayan, bacakları güçlü bir kuş.
Tavuk büyüklüğündedir. Esmer renklidir. Kanatları küttür. Yeni Zelandada yaşar. Yeni Zelanda’ya mahsus, uçamayan, fakat gerektiğinde çok hızlı koşan, tavuk iriliğinde, boz kahverenginde, gelişmemiş kanatları tüylerin altında gizli, burun delikleri uzun gagalarının ucunda olan, bacakları kalın ve kaslı, gözleri küçük, gagalarının ucunda çok uzun kıllar bulunan, solucan, böcek ve üzümsü meyvelerle beslenen gececi kuş türü.

Güney Amerika’ da yaşayan devekuşuna benzer bir kuş …

Rea,  

Bir cins devekuşu. 

Amerikan devekuşu, (Rhea Americana).  

Rea-Amerikan devekuşu, Kasauri, Emu-Avustralya devekuşu, Kivi ve devekuşuyla akraba olan, uçamayan iri bir kuştur. Güney Amerikada yaşayan bu kuşlar Emu, Moa, Kivi, Kasovari (Kasuari, kasauri), Nandu, Filkuşu gibi uçamayan kuşlar olup devekuşu grubundandır. Yeni Gine, yağmur ormanları ve Avustralya’nın güney kesiminde yaşarlar.

Amerikan devekuşları 1.20-1.50 m. boylarında ve ağırlıkları 12-13 kilodur. Bu kuşlar  tohum, ot ve körpe kök gibi bitkiler ile yumuşakçalar, kertenkele ve solucan gibi hayvanlarla beslenirler. 

Tüm büyük devekuşları gibi bu kuşlarda açık düz arazilerde küçük sürüler halinde dolaşırlar. Amerika Devekuşunun diğerlerinden farklı olarak 2 yerine 3 adet ayak parmakları olup uzun bacaklarıyla çok hızlı koşarlar. Gövdesi yumuşak tüylerle kaplı olup kanatları uzundur. Bacak üstleri tüylüdür.

Erkek Rea’lar poligam olup 5-6 kuşluk haremleri vardır. Bu dişi kuşlar önceden otlardan hazırlanan yuvaya 20-40 yumurta bırakır. Erkek kuluçkaya yatar. Yavrular 6 haftalık bir kuluçka döneminden sonra yumurtadan çıkarlar.

 

Yeni Zelenda’da yaşayan, uçamayan iri bir kuş türü. …


Takahe,
(Porphyrio hochstetteri)
Notornis,
Notornis mantelli),
South Island Takahe,

Yeni Zelenda’da yaşayan, uçamayan iri bir kuş türüdür. Neslinin 200 yıldır tükenmiş olduğu sanılıyordu ancak South Island bölgesinde Murchison Dağlarında kayalık bir bölgede yaşadığı anlaşıldı. Maori ve Avrupalılar tarafından eti için bol miktarda avlanmış ve 1898’de takahe nesli kaybolmuştur.

Ancak Dr. Geoffrey Orbell adında bir araştırmacı 1948 yılında Fiordland Murchison dağlarında yeniden keşfetmiştir.

Yeni Zelanda’dan başka dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan bir kuştur. Sıradışı, çok renkli, uçamayan gagası iri, hindi büyüklüğünde bir kuş türüdür. Takahe, Yeni Zelanda’nın afiş kuşlardan biri, Kakapo ve kivi gibi hayatta kalan birkaç türden biridir. Karizmatik mega fauna türlerinden biridir. Bu kuşların yaklaşık ağırlığı 4 kg., boyu 65 cm ve mavi, yeşil renkli, büyük bir kırmızı gagası ve sağlam kırmızı bacakları vardır.

Avustralya`da yaşayan ve devekuşuna benzeyen, uçamayan bir kuş türü …


Emu,
(Lat.Casuarus emeu),
(Fr. casaar).

Avustralya`da yaşayan ve devekuşuna benzeyen, uçamayan bir kuş türü.

Avustralya kıtasında türemiş uçma yeteneği olmayan bir kuş türü. 175-200 cm. boyunda, 40-60 kg. ağırlığında, büyük, güçlü ama uçamayan Avusturalya’nın en büyük kuşudur. Uçamayan bu kuş yüzer ve çok hızlı koşabilir. Uzun ve ince bacakları ve üç parmaklı ayakları sayesinde hızı saatte 65 km. kadar çıkmaktadır. Kahverenkli tüylüdür.

Meyve yiyerek beslenir. Yediği meyvelerin tohum ve çekirdeklerini taşıyarak üreme işine yardımcı olur. Gezip dolaştığı yerlerde yediği meyvelerin çekirdeklerini dışkısı ile bırakır. Böylece üreme işine yararlı olur. Büyük yeşil ve kara renkli yumurtaları vardır. Aborijinlerin tarihinde de önemli bir yere sahiptir.

Soyu tükenmiş, kanatlı ancak uçamayan, güvercinler familyasından bir kuş türü …

dodo-bones-treasures-490_117048_2
Dodo,
Mauritius dodosu (Raphus cucullatus),

Dodo kelimesi etimolojik olarak incelendiğinde Portekizce aptal ya da keriz anlamına geldiği söylenir.

Hint Okyansundaki Mauritius adasında 17.yüzyılda yaşamış, günümüzde soyu tükenmiş, güvercingiller familyasından bir kuş türü olan dodolar 20-25 kg. ağırlığında, yaklaşık 1 metre boyunda uçamayan küt kanatlı bir kuştur. Meyvelerle beslenen yerde yuva yapan bu kuş uçamadığı için eti için insanlar tarafından çokça avlandığından soyu tükenmiştir. İlk olarak Hollandalı gemiciler bu kuş hakkında Mauritius adasında, 1598 yılında bazı bilgi (rapor ve resimler) ve bulgulara(çeşitli kemikler) sahip olmuşlardır. Bazı kayıtlarda bu hindi büyüklüğündeki akıllı olmayan, uçamayan ve hızlı koşamayan bu aptal yaratıklara Mauritius Kırmızı Tavuğu da denilmiştir. Ayrıca diğer hayvanlar tarafından da yumurtaları telef edilen bu kuşun soyu maalesef tükenmiştir. Dodo soyu, 200 yılda tamamen tükenmiş.

Dodoların DNA yapısı güvercinlerinkine benzer olması aynı familyanın türü olduğunu göstermektedir. Uçamayan bu kuşlar 200 yıl yaşayabilmiş bu kuş bitki ve meyvelerle beslenir. Büyük Britanya Kraliyet cerrahlık okulu yöneticisi ve paleontolog Richard Owen, Doğal Tarih Müzesi’nin kurucu şefi , 1865 yılında ilk fosil dodo kemiklerini buldu. Dodolar varlıkları ile ilgili pek az kanıt bırakmış olmasına rağmen hızla ortadan kaybolmuştur.

Sonuç olarak biz şimdi dodoların 26 milyon yıl önce Hint Okyanusu’ndaki Mascarene Adalarından geldiğini ve bir güvercin türünden evrimleştiği biliyoruz . Avcılar tarafından bu adada soyu kurutulana kadar avlandı. Bu kuşların gagaları büyürken kanatları küçüldü.

Flaman ressam Roelandt Savery tarafından 1620 yıllında Mauritius adasından getirildiği söylenen bu kuşun resmi yapılmıştır. Bu kuşa ait bulunan kemikler ve bulgu ve bilgilerle Owen tarafından derlenerek müzede sergilenmiştir. 1866 yılında Owen dodo anatomisinin bir bilimsel açıklama yayınlamıştır. Bulunan Mauritius fosilleri ve yeni keşiflerle bilim adamları tarafından doğrulanmıştır. Paleontolog Julian Pender Hume tarafından Doğa Müzesinde sergilenmiştir. Bu kuşun Akbaba ile ilişkili olabileceği de söylenmektedir.

"Kafasını kuma gömen kuş" olarak bilinen hayvan …

Devekuşu,
(İng. Ostrich).

Afrika devekuşları (Struthio camelus).

Latince Struthio serçe, Camelus deve demektir.

Uçamayan kuş türlerinden olup Afrika kökenlidir. Arabistan ve Afrika steplerinde sürüler halinde yaşayan 40-50 ömürlü en büyük kuşlardır. Devekuşu kafasını kuma gömer diye rivayet edile gelmiştir. Mecazi anlamda kullanılmaktadır. Esasen kafasını kuma gömerse boğulur. Bir tehlike karşısında devekuşu saatte 60-70 km’ye kadar bir hızla otuz dakika boyunca koşarak kaçabilir.

 

Devekuşu söylendiği gibi düşmanından saklanmak için başını kuma gömmez. Aksine, ayakları ile düşmana şiddetli tekmeler atar. Çok korktuğunda, başını karnının altına çekmesi ve uyurken kumun üzerine koymasından bu söz söylenmiş olsa gerektir. Başka bir rivayete göre kuma kafalarını kuma sokarak su ararlarmış.

Bilinmeyen başka bir özelliği var. Deve kuşu yumurtalarının yaydığı kokudan dolayı devekuşu yumurtasının bulunduğu yerlere örümceklerin yaklaşmasını ve ağlarını örmelerini engellemektedir. Camilerin kubbelerine devekuşu yumurtası yerleştirilerek örümceklerin ulaşılmayacak bu yerlerde ağ yapması 400 yıldır uygulanarak önlenmiştir. Ayrıca tüyleri süs olarak kullanılır. Çoğunlukla dekoratif toz alıcı olarak kullanılır. Devekuşu derileri deri endüstrisinde kullanılır. Eti ise ticari amaçlı kullanılır.

Afrika, Masai, Somali devekuşları en iyi bilinenleridir. Amerika devekuşu ayrı bir cinstir. Nesli tükenmemiş kuşların en büyüğüdür. Büyümüş bir erkek devekuşu 1.5-2 m. yükseklikte, 2.5 m uzunlukta, 150 kg ağırlıktadır. Devekuşlarında karina (göğüs kemiği çıkıntısı) bulunmaz. Afrika devekuşları (Struthio camelus) iki parmaklıdır. Vücutları ağır olduğundan uçamazlar. Normal bir attan hızlı koşarlar. Baş ve boynu çıplak, ayakları uzun, kuvvetli ve etlidir. Görme duyusunun yanında koku alma hissi de kuvvetlidir.

Tek ayağı kırılan devekuşu, öbür ayağı ile seke seke yol alamaz. Olduğu yerde kalır. Yardım gelmezse açlıktan ölür. Saatte 60-70 km hızla koşarlar. İlk hızları 100 kilometreyi bulur. Fare, böcek, ot ve küçük hayvanlarla beslenir. Çakıl, kemik, yumurta ve istiridye kabukları gibi sert maddeleri de yutar.

Dişilerde tüyler gri renkte olmasına karşılık, daha iri olan erkeklerde kanatlar ve kuyruk beyaz, diğer kısımlar siyahtır. Devekuşlarının tüyleri yumuşak ve makbuldür. Etleri ve tüyleri için avlanmaları sonucu nesilleri tükenmeye başlayınca, 1860 senesinde, evcilleştirilerek Güney Afrika’da çiftliklerde yetiştirilmeye başlandı. 1882’de Amerika’ya ithal edildi.

Üç-dört yıllıklar eşleşir ve yumurtlamaya başlarlar. 1.5 kg ağırlıktaki yumurtası 24 tavuk yumurtası kadardır. Dişiler eştikleri çukurlara 15 kadar sarımtrak kabuklu yumurta yumurtlarlar. Kumda geniş bir çukur kazar ve buraya bütün yumurtaları yerleştirirler. Devekuşları kazmak için toprağı değil de en az emek harcadıkları kumu tercih ederler. Sonra da yumurtaların üstünü basitçe yine kumla örterler. Erkeği geceleri kuluçkaya yatmak suretiyle eşine yardım eder. Devekuşları kendi yumurtalarını kabukların üstündeki hava delikleri sayesinde ayırt ederler. Yavrular 6 haftalık (42-48 gün) bir kuluçka süresinde çıkarlar. Tavuk iriliğinde olup, tüyleri kirpi gibi dikenlidir. Hemen yürüyerek besin aramaya başlarlar. Yumurtadan çıkan yavrular savunmasızdır. Her an yırtıcı bir kuşa yem olabilirler. Ancak, yavrular bir tehlike ile karşılaştıklarında kendilerini korumak için yere yamyassı serilerek ölü taklidi yaparlar. Bu şekilde, düşmanları onların ölü olduğunu düşünerek onlara saldırmaz. Bu taklidi tüm yavrular tıpkı biçimde uygular.

Devekuşları uzun boyunları ve keskin gözleri sayesinde çok uzaktan tehlikeyi görebilirler. 5-15 bireylik gruplar halinde dolaşırlar. Bazan antilop ve zebra sürülerine de katılırlar. Erkek devekuşları çok kavgacı ve kıskanç olduklarından çoğunlukla birbirlerini öldürürler. Erkeklerin tüyleri daha yumuşak ve makbuldur. 40-50 yıl yaşarlar. İyi bakıldığı takdirde 80-100 yıl yaşayanları da vardır. Erkek devekuşu aslan kükremesine benzer sesler çıkarır.

Amerika devekuşu (Rhea Americana) ayrı bir cins olup ayakları üç parmaklıdır. Sürüler halinde yaşar. Bazan antilop ve zebra sürülerine de katılırlar. Eti ve yumurtası yenir, tüyleri Afrika devekuşlarından daha kalitesizdir. Buna rağmen tüy ve etleri için “bola” denen kementlerle avlanırlar. Küt ayaklarıyla kendilerini savunurlar.

Tepeli devekuşu (Casuarius emeu), Avustralya, Yeni Gine ve çevrelerindeki adaların sık ormanlarında yaşar. Başında miğfere benzer boynuzsu bir ibik vardır. Ayakları üç parmaklıdır. 40-50 yıl kadar yaşar. Kasuar da denir. Başı ve boynu çıplaktır. Başındaki miğfer, otların arasında yol açmasına yardım eder. Devekuşundan biraz daha küçüktür. 1-2 metrelik maniaları rahatça sıçrayarak aşar. Sulu meyve ve kertenkele yer. İyi yüzer ve balık avlar. Eştikleri çukurlara 3-5 yeşilimsi yumurta yumurtlar. Erkek 6-7 hafta kuluçkaya yatar. Çıkan yavrulara da erkek bakar. Ayakları üç parmaklı olup, en içteki kenar parmakta tırnak, kama gibi uzamıştır. Düşmanlarına karşı korkunç tekmelerle kendini savunur.

Devekuşu grubundan olan diğer hayvanlar;
Emu, Moa, Kivi, Kasovari, Nandu, Filkuşu.
Bu canlıların bir kısmının soyu tükenmiş hayvanlardır.

DEVEKUŞU