Beceriksizce yapılmış şey; taslak…

Karikatür,
Fransızca: caricature,
İngilizce: cartoon, caricature.
İtalyanca: caricature,
Latince: caricature,
Rusça: karikatura.
Almanca: zerrbild.
Kaba, adi ve mizahi resim.
Beceriksizce yapılmış şey, kötü taslak.
Bir şeyin beceriksizce yapılmış taklidi, taslak.

Bir insanın veya bir şeyin gülünç bir tarzda yapılan resmi.
İnsan ve toplumla ilgili her tür olayı konu alarak mübalağlı bir şekilde veren, düşündürücü ve güldürücü çizim.
Bir kişi, nesne veya olayın göze batan belirli bazı taraflarını ortaya koymak için asıl hâlinden farklı olarak abartılı ve genellikle acayip ve gülünç bir şekilde çizilmiş resmi.

Beceriksizce yapılmış şey, taslak…

Karikatür,
Taslak,
İngilizce: cartoon, caricature
Almanca: zerrbild
Fransızca: caricature
Beceriksizce yapılmış şey, taslak.
Bir şeyin beceriksizce yapılmış taklidi, taslak.
İnsan ve toplumla ilgili her tür olayı konu alarak abartılı bir biçimde veren, düşündürücü ve güldürücü resim.
Gündeme uygun konuları hem sert hem de eğlenceli bir dille anlatan çizimlere karikatür denmektedir.
Bir kişi, nesne veya olayın göze batan belirli bazı taraflarını ortaya koymak için asıl halinden farklı olarak abartılı ve genellikle acayip ve gülünç bir şekilde çizilmiş resmi.
Bir insanın veya bir şeyin gülünç bir tarzda yapılan resmi.
Kaba, adi ve mizahi resim.
Çizgiyle mizah sanatı.
Basında karikatürler sosyal ve siyasi eleştiri yapmak için sıklıkla kullanılırlar.

Karikatür sözcüğü, Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. İtalyanca yüklemek veya sorumlu tutmak anlamına gelen caricare sözcüğünden türetilmiştir. İlk defa İngiliz doktor Sir Thomas Browne’ un 1716 yılında yayımladığı Christian Morals adlı kitapta geçmiştir. Bu bağlamda, karikatür anlam yüklenmiş resim anlamına gelmektedir.

Türkiye’ de ilk karikatür; 1970 yılında Teodor Kasap’ ın çıkardığı Diyojen Dergisi’ de görüldü.
Bilinen ilk Türk karikatürist Ali Fuat Bey’dir.

DİYOJEN

Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma …

İmitasyon,
Taklit, sahte.
Replika,
Taklit, Taklid.
Kazak Türkçesinde, taklid, eliktev demektir.
Arapça taklid, (ﺗﻘﻠﻴﺪ).
Arapça sarmak, dolamak, anlamındaki kald kelimesinden taklid kelimesi türetilmiştir.
Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma, öykünme.
Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme.
Benzetilerek yapılmış şey, imitasyon.
Çakma,
Orjinal olmayan,
Kopya,
Öykünme.

Taklit, sahte …

İmitasyon,
Taklit, sahte.
Replika,
Taklit, Taklid.
Çakma,
Orjinal olmayan,

Kopya,
Öykünme.
Taklid, Kazak Türkçesinde eliktev demektir.

Arapça taḳlid, (ﺗﻘﻠﻴﺪ).
Arapça sarmak, dolamak, anlamındaki ḳald kelimesinden taklid kelimesi türetilmiştir.
Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma, öykünme.
Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme.
Benzetilerek yapılmış şey, imitasyon.

Taklit kelimesi ayrıca hareketlerini bir şeye veya bir kimsenin hareketlerine benzeterek onun davranışlarını, sözlerini tekrarlayıp eğlenme, alay etme manasındadır.

1 2