Çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarılı kimse…

Otorite,
Yetke,
Sulta,
Velayet,
Fransızca: autorite.
İngilizce: authority,
Yaptırma, yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı veya gücü; yetke, sulta, velayet.
Siyasi veya idari güç.
Çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarılı kimse.
Yaptırma ya da yasak etme gücü.

Bir toplumun sosyal, kültürel ve hukuku yapısına uygun olarak ortaya çıkan meşru ve kurumsallaşmış güç kullanım şekli.
Örgütteki bireylerin istekli ve koşulsuz üstlerinin talimatına uymalarını sağlayan harekete geçme hakkı veya yasal güç, yetki.
Muhakemeleri veya doktrini umumiyetle doğru olarak kabul edilen ve bir sahada derinleşmiş olan şahıs veya eser.
Yetki; egemenliği kullanma, buyurma kudreti.
Kumanda etme hakkı, itaat ettirme iktidarı.
Kendi alanında hükümleri doğru olarak kabul edilen, söz sahibi insan veya eser.

Otoriter:
Sözünü kabul ettiren, dediğini yaptırma veya yaptırmama gücüne sahip olan, hükmünü yürüten (kimse).

Elle ya da sözle sataşma, sarkıntılık. ..

Tasallut,
Astumak ,
Sataşmak,
Tebelleş,
Dertakıl,
Musallat olma, sataşma.
Tebelleş olmak.

Arapça, tasalluṭ, (ﺗﺴﻠّﻂ).
Eski dilde, Musallat olma, saldırma.
Eskimiş Sarkıntılık.
Arapça, sulṭa, hükmetme, tahakküm anlamınıdan türetilmiş.
Rahat vermeyecek, bıktıracak, sıkıntı verecek şekilde üstüne düşme, sataşma, musallat olma. Saldırma ve özellikle namusuna tecavüz etme.

Musallat olmak.
Birini rahatsız etmek. Tahakkümane hareket etmek.
Sataşma.
Musallat olma.
Başa bela olma.
Elle ya da sözle sataşma, sarkıntılık.
Rahatsız edici davranışlarda bulunarak kavga aramak, kavga çıkarmaya çalışmak, musallat olmak.
Özellikle kadınlara sarkıntılık etmek.
Genellikle kadınlara sataşma, laf atma, rahatsız etme, huzur bozma, tasallut.

Yaptırma yada yasak etme gücü …

Otorite,
Yaptırma yada yasak etme gücü.
Kumanda etme hakkı, yaptırma, yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı veya gücü, sulta,
Otorite, (Fr. autorité).
Otorite (Farsça).
Yetke,
Sulta,
Velayet.
Kumanda etme hakkı.
İtaat ettirme hakkı veya gücü,
İtaat ettirme iktidarı.
İdari veya siyasi iktidar.
Siyasi veya idari güç.
Yaptırma, yasak etme, emretme,
Çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarılı kimse.
Muhakemeleri veya doktrini umumiyetle doğru olarak kabul edilen ve bir sahada derinleşmiş olan şahıs veya eser.

Kumanda etme hakkı, yaptırma, yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı veya gücü, sulta …

Otorite, (Fr. autorité).
Otorite (Farsça).
Yetke,
Sulta,
Velayet.

Kumanda etme hakkı.
İtaat ettirme hakkı veya gücü,
İtaat ettirme iktidarı.
İdari veya siyasi iktidar.
Siyasi veya idari güç.
Yaptırma, yasak etme, emretme,

Çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarılı kimse.
Muhakemeleri veya doktrini umumiyetle doğru olarak kabul edilen ve bir sahada derinleşmiş olan şahıs veya eser.