Genellikle şekil bozucu, iltihapsız, süreğen eklem hastalığı…

Artroz,
Fransızca: arthrose,
İngilize: arthrosis,
Yunanca: artros, eklem demektir.
Süregelen eklem hastalığı.
Eklem kireçlenmesi.
Artroz, eklemlerim iltihapsız romatizmasıdır.
Genellikle şekil bozucu, iltihapsız, süreğen eklem hastalığı.
Hastalık, genellikle şekil bozucu, iltihapsız, süreğen eklem hastalığı, dejeneratif artrit.
Kıkırdakların aşınması ve eklemlerde bozulma ile belirgin eklem hastalığı.

Ağrı ile birlikte eklem tutukluğu, eklemden ses gelmesi, hareket kısıtlılığı, şekil bozukluklarına neden olabilmektedir. Kadınlarda daha sık görülür. Eklem kıkırdağının hasarlanması sonucu eklem yüzeyinin bozulması durumudur.
Diz Kireçlenmesi.
Halk arasında kireçlenme olarak da bilinen artroz kemikleri birbirlerine bağlayan eklemlerin iltihaplanma olmadan aşınmasıdır. Eklem yüzeyleri yıpranır, kıkırdak aşınmaya başlar. Genellikle diz, kalça ya da omuz gibi büyük eklemleri etkiler. Eklemlerde şişlik, hissizlik ve sertlik bu aşınma ile görülebilecek semptomlardan bazılarıdır.

İzmir’ deki Balçova Kaplıcası’ na verilen bir başka ad…

Agamemnon,
İzmir kentindeki Balçova Kaplıcaları’nın antik dönemlerdeki adı.
İzmir’deki Balçova Kaplıcası’na verilen bir başka ad.
Adını, Troya kentine saldıran Mykene Kralı Agamemnon’dan alır. Balçova Kaplılacaları (Agamemnon), Homeros’un destanlarında ve coğrafyacı Strabon’un eserlerinde anlatılmıştır.

 

Büyük İskender’in ordularından bir grubun yaralarının tedavi edildiği kaplıcalar bölgesinde antik kalıntılara rastlanmamakla birlikte, tarihi kaynaklardan bilgi edinilmektedir. 1763 yılında Elfont Mil isimli bir Fransız tarafından yeniden ortaya çıkarılan Agamemnon Kaplıcaları, yeniden inşa edilmiş, daha sonraki dönemlerde konaklama üniteleri ve çeşitli tesisler ilave edilerek günümüze kadar gelmiştir. Kaplıcalarda sıcak su, çamur banyosu ve içme suyu bulunmaktadır. Modern tıbbın imkanlarından da yararlanılarak tedavi yöntemleri uygulanan kaplıcalara, gerek yurt içinden, gerekse de yurt dışından, özellikle de Norveç’ten büyük ilgi gösterilmektedir. Su sıcaklığı 63°C olup sodyum bikarbonat ile klorür içermektedir.

Agamemnon Kaplıcaları daha çok üst solunum yollarının kronik iltihapları, nefritler, bazı iltihaplar, romatizma sendromları, metabolizma bozuklukları ve deri hastalıklarının tedavisinde yararlı olmaktadır.

İzmir’deki Diğer Kaplıcalar;
Bayındır Kaplıcaları,
Bergama; Dereköy Ilıcası, Geyiklidağ Ilıcası, Haydar Ilıcası, Mahmudiye Ilıcası, Paşa Ilıcası.
Çeşme; Malkoç İçmeleri, Çeşme Ilıcası, Şifne Kaplıcası.
Dikili; Bademli Ilıcası, Kaynarca Çamuru, Nebiler Kaplıcası
Gülbahçe Ilıcası,
Menemen; Biliçya Ilıcası, Denizli Ilıcası,
Seferihisar; Cumalı Ilıcası, Karakoç Kaplıcası, Kelalan Ilıcası.

Bursa’nın Mustafakemalpaşa iiçesinde bir kaplıca…

Tümbüldek,
Tümbüldek Kaplıcası,
Mustafakemalpaşa,
Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesindedir.
Mustafakemalpaşa’nın 15 Km. güneyinde, Akarca Köyü sınırları içindedir. Akarca köyünden 2 km. uzaklıkta bulunan Bahariye Köyü’ nde tarihi hamam kalıntıları bulunmuştur.

1895 yılında harabelerden sökülen sütunlar Tümbüldek Hamamı onarılırken kullanılmıştır. 1935 tarihinde Özel idare’den Belediye hamamı satın almıştır.
Kaplıca suları; soğuk kaynak 21°C, sıcak kaynak suyu 50°C’ dir. Sodyum, kalsiyum bikarbonatlı yapıdaki bu suların mineral miktarı litrede 2,8 ve 2,7 gramdır. Soğuk suda 700 mg/lt, sıcak suda 400 mg/lt CO2 bulunur. Sularda amonyum olmasına karşın, nitrit bulunmaması insan ve hayvan kaynaklı kirliliğin olmadığını göstermektedir. Romatizma başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi geldiğine inanılıyor.

Dokununca kaşındıran ot ..

Isırgan,
Isırgan otu,
Fr. ortie.
Latince, Urtica dioica,
Isırgangillerden, her tarafı sert tüylerle kaplı, kaşındırıcı bir ot.

Isırgan otuna halk dilinde verilen isimler;
Ağdalak,
Cımcar, Cıncar, Cılagan, Cızgan, Cincar,
Çinçar (Artvin Şavşat yöresi)
Dadırkalak, Dala diken,
Dalagan,
Dalayan diken, Dalgan,

Dalıgan, Dancak otu,
Erinç,
Gezgez, Geznik (Doğu Anadolu),
Gıcıkdan,
Gidişgen-Gidişken otu (Uşak yöresinde),
Isırgı,
Sırgan otu,
Yığınç.

Genel olarak ısırgan veya ısırgan otu dendiğini zaman büyük ısırgan otu türü anlaşılır. Isırgangiller familyasından otsu bir bitkidir. İlkbaharda çiçek açan, oval ve kenarları dişli-tırtıklı yaprakları üzerinde yakıcı tüyleri olan bu bitki daha çok yol kenarlarında, duvar diplerinde kendiliğinden yetişir. Boyu 20-80 cm. olan çok yıllık bir bitkidir.

Romatizma ve eklem ağrılarına karşı etkilidir. İdrar artırıcı (diüretik) olup kanı temizleme özelliği vardır. Bu nedenle böbrekkumunu döken, ödem, balgam söktürücüdür. Isırgan otuna çıplak elle temas edildiğinde deride kaşıntı ve alerji yapar.

Bunu nedeni yaprakları üzerinde bulunan tüylerdendir. Bu tüyler deri ile temas ettiği zaman baş kısmı kısmı kırılır. İçinde bulunan formik asit (karınca asiti) deride kaşıntı ve kızarıklık yapar. Sanki bitki tarafından ısırılmış, dalanmış gibi acı verir ve ısırgan denir.

1 2 3