Övünmeye yol açan veya hak kazandıran şey …

Övünce,
Övünme,
Övünç.
Koltukları kabarma,
İftihar etme.
Arapça, İftihar, (ﺍﻓﺘﺨﺎﺭ).
Arapça, fahr, övünmek, iftihar.
Bir şeyden dolayı haklı olarak övünme, övünç
Mefharet.
Arapça, Mefharet, (ﻣﻔﺨﺮﺕ).
Arapça, fahr, övünmek.
Övünme, koltukları kabarma, iftihar etme.
Övünmeye yol açan veya hak kazandıran şey, mefharet.
Hak kazandıran şey.

Dünya malını biriktirmeye olan düşkünlük, çoğalma ve öğünme anlamında eski bir sözcük…

Tekasür,
Arapça, tekasür, (ﺗﻜﺎﺛﺮ)
Arapça çok olmak anlamındaki keѕret sözcüğünden türetilmiştir.
Çoğalma.
Öğünme,
Övünme,
Birbirine karşı mal çokluğu ile övünme.
Dünya malını biriktirmeye olan düşkünlük,
Fizikte bunun anlamı kırılma, kırınım.
Kuranda Tekasür Suresi vardır. Mekke’de indirildiğine inanılan bu sure, çoklukla övünme manası taşımaktadır. Tekasür Suresi, mal ve mülk ile övünen arapların cahileye devrindeki durumunu eleştirmektedir. Mal, evlat ve akraba ile kendilerini üstün sayan kişileri eleştirir. Bu gibi kazançların insana ahirette hiçbir fayda sağlamayacağı ve gerçek üstünlüğün ancak ahirette kazanılabileceği ifade edilmektedir. Tekasür Suresi’ni düzenli okuyan kişilerin kabir azabından kurtulacağı rivayet edilmektedir.

İftihar etme, övünme…

Ulvan,
Ülvan,
Övünme, tefahur.
Arapça, ulvan, (ﻋﻠﻮﺍﻥ) i
Kelime, bazı sözlüklerde gösterildiği gibi Arapça’da mektup başlığı, adres anlamındaki ulvan’dan gelmeyip Arapça, unvan’dan dilimize geçmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
Mektup ve yazı başlığı.
Unvan, Halk dilinde İftihar, övünme, şan, şöhret.
Ulvan satmak (göstermek), Kendini büyük göstermek, yüksekten atmak, kendini övmek, unvan satmak.