Ateş kırıntılarıyla dolu kül, kömür tozu ateşi …

Ör,
İzlandaca Ör: Ok
Ateş kırıntılarıyla dolu kül, kömür tozu ateşi.
İçinde ateş kırıntıları olan kül, köz.
Ufalanmış, çürümüş, toz durumuna gelmiş şey.
Ateş.

Yörelerimize göre ör sözcüğünün diğer anlamları;
Bir şeyin özü, kökü.
Tohum.
Kaftanın koltuk altları.
Perde, Çit, Çeper, Revk, Mizar
Çit, perde.
Kale, kale burcu.
Hendek, düşman saldırısına karşı koymak için düzenlenmiş yer.
Hendek.
Kırmızıyla sarı arasında bir at donu.
Geniş bir görüş sağlamak için yüksek bir yere yapılan küçük kule ya da bahçe köşkü.

Önü hendekli siper ..

Or,
Halk dilinde, düşman saldırısına karşı koymak için düzenlenmiş yer, önü hendekli toprak tabya, hendek.
Önü hendekli siper.
Siper, hendek,
Kale hendeği,
Önü hendekli siper.

Farsça, siper, (ﺳﭙﺮ).
Korunmak, gizlenmek maksadıyle arkasına, altına veya içine sığınılacak, saklanılacak şey.

 

Hendek,
Arapça, ḫandaḳ,
Farsça khendeq,
Şehir, hisar, kale, tarla vb. yerlere girilmesini önlemek, arazide, yol kenarlarında suların akmasını sağlamak için kazılan, iki tarafı yüksek, uzunlamasına derin çukurdur.
Geçmeye engel olacak biçimde uzunlamasına kazılmış derin çukur korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer.

Yırım,
Or,
Dren,
Kodal,
Ür,
Kende,
Uhdut,
Siper,
Trap,

Asitan, Kapı önü, eşik anlamında eski bir sözcük olarak kullanılır.