Soy…

Irk,
Arapça: irk,
İngilizce: race,
Fransızca: race,
Almanca: rasse
Soy, ırk.
Budun,
Uruk,
Kan,
Tür,
Kast.
Anasoy,
Nesil, Millet,
Nesep,
Zürriyet.
Sülale.
Damar.
Kök, asıl; Kök, asıl, soy.
Hısımlık,
Kalıtımsal özyapıları bir olan insanların oluşturduğu doğal topluluk.
Kalıtımsal olarak ortak fiziksel ve fizyolojik özelliklere sahip insanlar topluluğu; budun.Bir canlı türünde aynı karakteri taşıyan canlıların oluşturduğu alt bölüm.
Aynı kandan ya da atadan gelen bireylerin meydana getirdiği hısımlık, topluluk, ırk.
Bir atadan gelen kimselerin topluluğu; ev, asıl, cins, ırk, nesep, sülale, uruk, kan.
Canlılarda aynı karakteri taşıyan bireylerin meydana getirdiği cins, nevi, şube.
İnsan cinsinin belli başlı çeşitlerinden her biri, nesil, sülale, zürriyet.

Soy sözcüğünün diğer anlamları:
Manzum söz.
Söz, haber.
İyi ve üstün nitelikleri bulunan.
Baharda yetişen, uzun, silindir biçiminde, kabukları soyularak yenen bir bitki.
Taşlık, kayalık.
Düz, düzgün.
İz sürmede, avda hayvanın aldığı koku.
Nakışsız, yol yol dokunmuş kilim.
Sünnet.
Kırlarda yetişen yabani bir sebze.

Irk sözcüğünün başka anlamları:
Şans, uğur.
El hızarına yapılan düzen, ayar.

Irk bilimi:
Etnoloji, ırkiyat.

Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık…

Devlet,
Memleket,
Ülke,
Arapça: devlet, (دولت),
İngilizce: state, government.
Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır.
Sınırları belli olan bir memleketin sahibi olan insanların kurduğu siyasi, hukuki, idari mahiyetteki merkezi teşkilat.
Belli bir toprakta bir hükumet idaresi altında teşkilatlanmış bulunan bağımsız siyasi topluluk, milletin hukuki şahsiyet kazanmış şekli.
Ülkeyi yönetmek için örgütlenmiş siyasi topluluktur. Devlet siyasal bir birliktir. Bunun için her şeyden önce devleti kuran bireyler arasında kültürel bir birlik lazımdır.

Devlet şekilleri:
Üniter Devletler;
Karma (Bileşik) Devletler (Konfederasyon ya da Federasyon);
Monarşik Devlet (Mutlak monarşi veya Meşrutiyet);
Aristokratik Devlet;
Teokratik Devlet;
Laik Devlet;
Demokratik Devlet;

Devlet sözcüğünün başka anlamları:
Talih.
Kişinin bahtı.
Mevki.
Yüksek makam.
Mutluluk.
Zenginlik.
Ululuk, büyüklük, büyük rütbe, büyük mevki ve makam.
Mutluluk, saadet, talih, baht.

Görünüşte halkla olduğu halde gerçekte kalben onlardan ayrı olma…

Uzlet,
Arapça uzlet, (ﻋﺰﻟﺖ).
Karşıtı: Ülfet.
Toplum yaşayışından kaçıp tek başına yaşama.
Görünüşte halkla olduğu halde gerçekte kalben onlardan ayrı olma.
Bir köşeye çekilip toplumdan, insanlardan uzak, yalnız başına yaşama.

Uzlet yeri, yalnızlık köşesi.
Yalnızlık.
İnsanlardan ayrılarak bir tarafa çekilip yalnız kalmak.
Bir yana çekilip kendi kendine tenhada yaşamak.
Yalnız başına yaşama, insanlardan ayrılarak bir köşeye çekilme,
Toplum yaşayışından kaçıp tek başına yaşama
Yalnızlık, bir tarafa çekilip kendi kendine tenha kalma.
Köşesine çekilme.
Yalnızlığa çekilme.

Kutsal bir ülkü veya inanç uğrunda ölen kimse…

Şehit.
Şehitler; Şüheda.
Arapça şehid, şehit, (ﺷﻬﻴﺪ).
İngilizce: martyr.
Arapça şehid sözcüğü; şehit olmak, şahitlik yapmak anlamındaki şehadet kelimesinden türetilmiştir.
Kutsal bir ülkü veya inanç uğruna savaşırken ölen kimse.
Din yolunda canını veren kimse.
Şahid olan.
Şahidin mübalağası.
Meşhude.
Allah yolunda canını feda eden müslüman.
Hak için hayatını feda ederek ölen.
Allah’ ın rızasına eren.
Allah yolunda ve din uğrunda savaşırken ölen kimse.
Vatan, millet, kutsal bir amaç ve görev uğrunda ölen kimse.
Doğal afetlerde ölenler.Şehit.
Şehitler; Şüheda.
Arapça şehid, şehit, (ﺷﻬﻴﺪ).
İngilizce: martyr.
Arapça şehid sözcüğü; şehit olmak, şahitlik yapmak anlamındaki şehadet kelimesinden türetilmiştir.
Kutsal bir ülkü veya inanç uğruna savaşırken ölen kimse.
Din yolunda canını veren kimse.
Şahid olan.
Şahidin mübalağası.
Meşhude.
Allah yolunda canını feda eden müslüman.
Hak için hayatını feda ederek ölen.
Allah’ ın rızasına eren.
Allah yolunda ve din uğrunda savaşırken ölen kimse.
Vatan, millet, kutsal bir amaç ve görev uğrunda ölen kimse.
Doğal afetlerde ölenler.

Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli…

Asker,
Leşker,
Arapça, asker, (ﻋﺴﻜﺮ).
Farsça, leşker.
Esger, Er,
Ordu, asker
Orduda görevli kimse.
Orduda görev yapan erden generale kadar herkes.
Ordunun her kademesinde görevli subay, assubay, çavuş, onbaşı ve erlere verilen isim, leşker.
Askerlik görevi veya ödevi.
Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli.
Yurdunu iyi koruyan, kahraman özelliği taşıyan.
Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli.
Orduda görev yapan erden generale kadar herkes.
Askerlik görevi veya ödevi.
Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli.
Yurdunu iyi koruyan, kahraman özelliği taşıyan.

1 2 3