İstanbul Boğazı’nın Marmara Denizi’ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapı…

Kız Kulesi,
(Maiden’s Tower)
İstanbul Kız Kulesi.
Damalis,
Leandros,
Kız Kulesi, İstanbul Boğazı’ nın Marmara Denizi’ ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapıdır. Üsküdar’ın sembolü haline gelen kule, Üsküdar’ da Bizans devrinden kalan tek eserdir.

MÖ 24 yıllarına kadar uzanan bir geçmişe sahip olan kule, zamanında Damalis ve Leandros gibi isimlerle anılmış. Kız kulesi, Salacak açıklarında, Karadeniz’ in Marmara ile birleştiği yerde, küçük bir ada üzerinde yapılmıştır. İstanbul’un simgelerinden biri olan Kız Kulesi’ ne ulaşım, Salacak ve Ortaköy’ den sandallarla yapılır.

Kız Kulesi hakkındaki hikayede Kleopatra’ nın hazin sonuna benzer bir sonun anlatıldığı yılan hikayesidir. Kehanete göre; Kral’ a çok sevdiği kızının 18 yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak öleceği söylenir. Kral bu kehanet üzerine, denizin ortasında bir kule yaptırır ve prensesi buraya yerleştirir. Ancak kuleye gönderilen bir üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesinin ölümüne neden olur. Kehanet gerçekleşir. Kral, kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya’ nın giriş kapısının üstüne yerleştirir. Yılanın, ölümünden sonra da prensesi rahat bırakmadığına dair söylentiler günümüze kadar ulaşmıştır. Zira bu tabutun üstünde iki delik olduğu hala anlatılır.

Kırlangıç balığıgillerden, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Marmara denizinde yaşayan, kırmızı renkli lezzetli bir balık…

Mazak,
(Trigla lineata)
Kırlangıç balığıgillerden bir balık.
Kırlangıç balığıgillerden, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Marmara denizinde yaşayan, kırmızı renkli lezzetli bir balık.
Tekire benzer eti lezzetli bir balık.

Kırlangıç balığıgillerden, benzerliğinden ötürü kırlangıcın küçüğü sanılan, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Marmara denizinde yaşayan, kırmızı renkli bir balık.

İstanbul Boğazında karadenize doğru oluşan yüzey akıntısı …

Orkoz,
Orkoz akıntısı,
İstanbul Boğazında karadenize doğru oluşan yüzey akıntısı.

İstanbul Boğazı’nda oluşan üst akıntılar orkoz ve kuvvetli rüzgarların neden olduğu ters akıntılar dışında genelde kuzeyden güneye doğrudur. Boğaz’ın keskin dönüşler gerektiren kıvrımlı yapısı da bu akıntılara eklenince gemiler için İstanbul Boğazı en zorlu rotalardan biri haline gelir. İstanbul Boğazı’na özgü, güçlü akıntılardan biri de orkozdur. Orkozlar, başta lodos olmak üzere güneyden kuvvetli rüzgarların Marmara’nın sularını kuzeye yığmasından ötürü oluşur. Bu zamanlarda Boğaz’ın Marmara girişinde sular yarım metreye kadar yükselir. Bu olağandışı yükselme Boğaz’ın akıntı rejimini de değiştirir ve yüzeyde orkoz adı verilen ters akıntılar oluşur. Bu akıntının hızı zaman zaman 6-7 knota kadar çıkar ve Karadeniz’ den Marmara’ ya olan yüzey akıntısının hızına erişir. Orkozlar, yıl içinde birkaç kez görülür ve şehir hatları vapurlarının seferlerini iptal ettirecek kadar kuvvetli olabilirler.

Karadenizi, Marmara Denizine bağlayan İstanbul Boğazı diğer çok önemli özellik ve güzelliklerinden ayrı olarak Dünya’ da çok örneği olmayan akıntılara sahiptir. Bu akıntılar;

Üst (Yüzey) Akıntı: İstanbul boğazında, Karadeniz’den, Marmara Denizine doğru boğazın yüzey suları akış gösterir. Bu akıntılara üst (yüzey) akıntısı denir.
Alt (Dip) Akıntı: Marmara Denizinden Karadeniz’e doğru yüzey akıntısının altında ters yönlü olarak akış gösteren sulara alt veya dip akıntısı adı verilir.

Boğzadaki akıntılar

Karadeniz ile Marmara Denizini birbirine bağlayan Birinci Köprü …


Boğaziçi Köprüsü,
15 Temmuz Şehitler Köprüsü,
Birinci Köprü,

Karadeniz ile Marmara Denizini birbirine bağlayan İstanbul Boğazı üzerinde yer alan üç asma köprüden biridir. Köprünün ayakları Avrupa Yakası’nda Ortaköy, Anadolu Yakası’nda Beylerbeyi semtlerindedir.

İstanbul Boğazı üzerine yapılan ilk köprüdür. Birinci Köprü olarak da adlandırılır. Boğaziçi Köprüsü, daha sonra yapılan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’yle birlikte kentin iki yakası arasında kara ulaşımını sağlar.

1967 yılında uzman dört yabancı mühendislik firmasından bir proje hazırlamaları istendi. En uygun öneriyi yapan Freeman, Fox and Partners adlı İngiliz firmasıyla 1968 yılında anlaşma imzalandı. İnşaatı Hochtief AG adlı Alman ve Cleveland Bridge and Engineering Company adlı İngiliz firmalarının oluşturduğu konsorsiyum ihaleyi kazandı.

Köprünün inşaatına 20 Şubat 1970 tarihinde başlandı. 8 Haziran 1973 tarihinde araçla geçiş testi yapılarak 30 Ekim 1973’te, Cumhuriyetin ilanı’nın 50. yıldönümünde Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından hizmete açılmıştır.

Toplam uzunluğu 1.560 m, orta açıklığı, 1.074 m. dir. Birbirlerine kaynaklanarak bağlanmış 60 ünite, yüksekliği 3 m, genişliği 28 m. dir. Tam orta noktası deniz yüzeyinden 64 m yüksekte bulunan tabliyenin üstünde üçü gidiş, üçü geliş olmak üzere altı şerit, vardır.

20 Şubat 1970 tarihinde yapımına başlanan köprü, 30 Ekim 1973 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 50. yıldönümü şerefine Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından devlet töreniyle hizmete açıldı. Yapımı tamamlandığında dünyanın en uzun dördüncü asma köprüsüyken, 2012 yılı itibarıyla yirmi birinci sırada bulunmaktadır.

26 Temmuz 2016 tarihinde köprünün adı, 2016 Türkiye askeri darbe girişimi sırasında köprüde hayatını kaybeden vatandaşların anısına 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirilmiştir.