Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap…

Lenger,
Farsça lenger (ﻟﻨﮕﺮ).
Eskiden, yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap.
Bakırdan yayvan ve kenarları genişçe sahan veya tepsi.
Yayvan ve derinliği az, geniş, büyük bakır kap.
Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap.
Büyük, yayvan, kenarları geniş bakır yemek kabı.
Kenarları yüksek tepsi.
Büyük ve yayvan sahan.

Geniş kulplu kap.
Geniş ve derin leğen.
Bakırdan yapılan, içerisine genelde kebab ve pilav gibi yemeklerin konulmasında kullanılan, fazla yüksek olmayan, tabandan yanlara doğru genişleyen kaplara lenger denir.

Denizcilikte lenger:
Gemi demiri.
Demir çapa.
(Gemi) Demirlemek, demir atmak.
Gemiyi yerinde sabit kılmak için denize atılan zincir ucundaki büyük demir çapa.
Gemileri durduğu yerde tutabilmek için denize atılan demir zincir ve ucundaki çapa, gemi demiri.

Lenger sözcüğünün eskiden kullanıldığı anlamları;
Aş evi, imaret.
Uzun müddet kaldığı yerden ayrılmak.
(Bir kimse) Gittiği yerde çok kalmak, uzun süre oturmak.
Bir yerde uzun süre kalan, uzun uzun oturan (kimse).
Tarikat ehlinin giydiği taçların başa geçen kısmı.
Meşale,
Tekne ziftleme.

Tahılı saman ve kavuzlardan ayırmaya yarayan elek…

Tepir,
Ermenice, tapur.
Kamış elek.
Ağaç tepsi.
Ağaç lenger, tepsi.
Küçük tabak.
Tahta buğday ayıracı.
Tahılı saman ve kavuzlardan ayırmaya yarayan, kıldan veya kamıştan yapılmış elek.

Tahıl elemeye yarayan büyük elek.Tahılın taşını ayıklamak, elemek.
İçinde hububatı savurarak yabancı maddelerden temizlemek için kullanılan kenarı kasnaklı, önü açık yarım daire şeklinde tahta tabla.

Buğday, bulgur vb. tahılları elemeye yarayan ağaçtan yapılmış büyük elek.
Üzerinde yemek yemeye yarayan, buğday sapı ya da hasır otundan yapılmış tepsi.
Hamur yoğurulan tekne.
Tahılları elemeye yarayan tahtadan bir çeşit kalbur.
Ağaçtan oyularak yapılmış, lenger, tepsi.

Tepir etmek:
Pirinç, yarma vb. tanelileri tepsi içerisinde ayıklamak maksadıyla zıplatmak.

Kalyon türünden küçük savaş gemisi…

Barça,
İtalyanca barza,
İtalyanca: barca,
 İtalyanca (Venedik) barza,
Eskiden, denizcilikte Orta Çağda kullanılan kürekli ve yelkenli taşıma gemisi.
Kalyon türünden altı düz bir savaş taşıt gemisi.
Kalyon türünden küçük savaş gemisi.
Eski çağlarda kullanılan, altı düz bir çeşit savaş gemisi.

Bir çeşit savaş gemisi.
Bir çeşit savaş gemisine verilen barga.
Fransızcada barge biçimini almış, Orta Akdeniz’ de yaygınlık kazanmıştır.
Venedik yoluyla Doğu Akdeniz’de de yaygınlaşmıştır.

Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plastikten yayvan kap …

Leğen,
Sevmele,
Eskidilde sevmele, leğen.
Farsça legen, (ﻟﮕﻦ)
Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plastikten yayvan kap.
İçinde öteberi yıkanan veya çeşitli işlerde kullanılan yayvan kap.
İçinde bir şey yıkamak için kullanılan yayvan kap.
Farsça leğençe, (ﻟﮕﻨﭽﻪ) Küçük leğen demektir.

Leğen, Leğen kemiği,
İngilizce, pelvis,
Fransızca, bassin,
Almanca, Becken,
Latin, pelvis.
Havsala,
Pelvis.
Kuyruk sokumu kemiği ile kalça kemeri arasında kalan boşluk.
Bütün üstün yapılı omurgalılarda, gövdenin arka veya alt ucunda bulunan, bir yandan omurganın bel bölümüyle, öte yandan bacaklarla eklemlenen kemik çatı, havsala.
Gövdenin arka veya alt ucunda bulunan, bir yandan omurganın bel bölümüyle, öte yandan bacaklarla eklemlenen kemik çatı, havsala.
Omurgalılarda gövdenin kalça kısmını meydana getiren kemik çatı, havsala.

Lengeri, Lenger sözcüğünün anlamları;
Lenger, ilenger, lengeri.
Legen, Sahan.
Eskidilde yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kaba lenger denir.
Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap.
Geniş tabak.
Genellikle bakırdan yapılan büyük sahan.
Toprak sahan.
Eski dilde, Gemi demiri
Bakırdan büyük süzgeç (Erzurum yöresinde)
Kova (Lefkoşe, Kıbrıs)
Karavana denilen yemek kabı (Sivas yöresinde)

Langar, lenger;
Yoksullara yemek verilen yer. Bu yerlerde yoksullara yemek konan kaba da langari adı verilir.

1 2