Ruşen Ali,
Köroğlu,
XVI. yüzyılda Anadolu’da yaşamış bir halk ozanı. Köroğlu Destanı olarak da bilinir. Konusu kahramanlık olan ünlü bir halk öyküsüdür.
Doğum, ölüm tarihleri bilinmeyen, bir eski efsane kahramanıdır. Bolu Beyi’nden babasının intikamını almak üzere dağlara çıkan, destanlaşan eşkiyadır. Köroğlu, halk şairleri içerisinde kavganın ve özgürlüğün sembolüdür. Köroğlu, yiğit, adaletli, inançla dolu ideal bir Türk’tür. Köroğlu destanımız ise Anadolu Türklüğünün gönlünde yaşayan tutkularla, isteklerin, değerlerle inançların sembolüdür.
Köroğlu’nun babası Bolu beyinin seyisi Yusuf’tur. Köroğlunun asıl adı Ruşen Ali’dir. Burada bahsedilen Bolu, Erzurum – Erzincan illeri arasında bulunan bir mevkiidir. Bolu ilimizle bir ilgisi yoktur.
Rivayet odur ki; Bolu Beyi, at meraklısıdır. Seyisi Yusuf’tan bir cins at almasını ister. Yusuf’un getirdiği tayı beğenmeyip seyisi gözlerine mil çektirerek cezalandırır. Seyis Yusuf tay ve oğlu Ruşen Ali ile beraber memleketten çıkar. Oğlu babasının tarif ettiği tarzda, tayı karanlık bir ahırda besler. Bu tay bir zaman sonra bir küheylan olur. Yusuf ile Ruşen Ali, Aras ırmağında, Bingöl’den inecek olan üç sihirli köpüğü içmek için beklerler. Yusuf, köpükleri içince, tekrar görmeye başlayacak. Bolu Beyi’nden intikamını alacaktır. Amma, Ruşen Ali köpükleri kendisi içer, babasına köpüksüz su verir. Yusuf buna bir yandan üzülür, bir yandan da, oğlu intikamını alacak bir yiğit olacağı için sevinir. Bu sihirli üç köpükten biri Köroğlu’na ebedi hayat, biri yiğitlik, biri de şairlik sağlar. Baba Yusuf, oğluna, intikamını almasını ister ve ölür. Ruşen Ali, Kır At ile birlikte dağa çıkar. Köroğlu diye ünlenir. Bu arada Bolu Beyinin kızı Bala sultan da Ruşen Ali ‘ye aşık olur. Bu durumda Bolu beyinin zoruna gider. Kızı başkası ile evlendirmek ister. Gelin için gelen hediye arasında tüfekte vardır. Dağlarda eşkiyalık yaparak fakirlere, yoksullara aldığı malı ve paraları dağıtır. Ancak Bolu beyi bu usta eşkiyayı tüfekle-delikli demir ile vurur. Böylece hikaye sona erer.
Menşur, söz ortaya çıkmış.
KÖROĞLU…
Benden selam olsun Bolu Beyi’ne
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
At kişnemesinden, kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir
Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır.
Köroğlu düşer mi eski şanından
Ayırır çoğunu er meydanından
Kırat köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır