Çok konuşma huyu…

Çene,
Fek,
İngilizce: jaw,
Fransızca: machoire, maxilla
Almanca: kiefer,
Farsça: çane, çene
Gevezelik,
Çok konuşma huyu.
Çok konuşan, geveze (kimse)
Çok konuşma huyu, gevezelik.

Çene sözcüğünün başka anlamları:
Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan, ağzın kapanıp açılmasını sağlayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad.
Dişlerin saplı bulunduğu altlı üstlü kemik parça.
Kerpeten, mengene gibi araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri.
Mengene, kerpeten vb. araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri.
Baş bodoslamasının omurga ile birleştiği yer, çarık, pruva.
Sabanın, sürgü demiri takılan ucu, eğek.
Köşe,
Uç, taraf.
Arazide burun halindeki çıkıntı.
Koyun kenesi.
Su arklarının kenarı.
Keçe üzerine süsleme yapılan renkli keçe parçası.
Kapı dilinin oturduğu köşeli demir.
Saban demirinin takıldığı ökçe bölümü.
Koyun çanı.

Genellikle şekil bozucu, iltihapsız, süreğen eklem hastalığı…

Artroz,
Fransızca: arthrose,
İngilize: arthrosis,
Yunanca: artros, eklem demektir.
Süregelen eklem hastalığı.
Eklem kireçlenmesi.
Artroz, eklemlerim iltihapsız romatizmasıdır.
Genellikle şekil bozucu, iltihapsız, süreğen eklem hastalığı.
Hastalık, genellikle şekil bozucu, iltihapsız, süreğen eklem hastalığı, dejeneratif artrit.
Kıkırdakların aşınması ve eklemlerde bozulma ile belirgin eklem hastalığı.

Ağrı ile birlikte eklem tutukluğu, eklemden ses gelmesi, hareket kısıtlılığı, şekil bozukluklarına neden olabilmektedir. Kadınlarda daha sık görülür. Eklem kıkırdağının hasarlanması sonucu eklem yüzeyinin bozulması durumudur.
Diz Kireçlenmesi.
Halk arasında kireçlenme olarak da bilinen artroz kemikleri birbirlerine bağlayan eklemlerin iltihaplanma olmadan aşınmasıdır. Eklem yüzeyleri yıpranır, kıkırdak aşınmaya başlar. Genellikle diz, kalça ya da omuz gibi büyük eklemleri etkiler. Eklemlerde şişlik, hissizlik ve sertlik bu aşınma ile görülebilecek semptomlardan bazılarıdır.

Kimi eklemlerde kemik arasında bulunan kıkırdaksı levha …

Menisk,
Fransızca ménisque.
İngilizce: meniscus.
Latinece: meniscus,
Menüsküs.
Menisk denilen diz eklemindeki kemikler arasına yerleşmiş, kıkırdaktan yapılı bölümlerde travma sonucu oluşan hastalık.
Bazı eklemlerde kemik arasında bulunan kıkırdak bölüm
Kimi eklemlerde kemik arasında bulunan kıkırdaksı levha.

Menisk, sözcüğünün diğer anlamları;
Aymercek.
Bir yüzü içbükey, öbür yüzü dışbükey olan mercek.
Bir sıvının içinde bulunduğu kapla temas ettiği yerde görülen yüzey eğriliği.

Kemiklerin yuvarlak ucu…

Om,
Kemiklerin yuvarlak ucu.
Halk dilinde, Kalça kemiği.
Halk ağzında; Uyluk kemiği.
Eski Türkçede, om.

Om,
Aum,
Hinduizm’ de ve çoğu Hindistan’ a özgü bazı başka inanç sistamlerinde tinsel ya da mistik etkisi olduğuna inanılan sözcüklerin (mantra) en kutsalı sayılan hecesi. Sanskrit dilinde birlikte o sesini veren a ve u ünlüleriyle m sesinden oluşur.

Bu üç ses yeryüzü, gökyüzü ve gök katlarından oluşan üç dünyayı; Brahma, Vişnu ve Şiva’dan oluşan üç büyük Hindu tanrısını; Rig, Yacur ve Şama adlı üç kutsal veda metnini simgeler. Böylece Om hecesi gizemli biçimde bütün evrenin özünü temsil eder.

Kemiklerin yuvarlak ucu.
Bütün kutsal Hint metinlerinin başında ve sonunda yinelenen mistik hece
Eski Hint düşüncesinde, yaratılışın ve evrenin bütün sırlarını içerdiğine inanılan kutsal hece

Om sözcüğünün başka anlamı:
Alman fizikçisi Georg Ohm’ un adından.
İçlerinden geçen elektrik akımına karşı cisimlerin gösterdiği direnç ve bu direncin birimi.
Elektrikte iletkenin direnç birimi.
Elektrik direnç birimi (ohm)
Almanca Ohm

Bıngıldak …

İmik,
Kıkırdak,
Bıngıldak,
Yafuh,
Fransızca: fontanelle
İngilizce: fontanalle.
Yeni doğan çocukların baş kemiklerinin arasındaki yumuşaklık.
Kafatasının üst kısmı, tepe.
Bebeklerde kafatasının kemikleşmeden önce kemiklerin birleşme yerlerinde bulunan kıkırdak bölümü.
Yeni doğmuş çocuğun tepesiyle alnı arasında kemiklerin kavuşacağı yerdeki açıklık, bıngıldak.
Kafatasının kemikleşmeden önce kemiklerin birleşme yerlerinde bulunan kıkırdak bölümü.
Kafatası, tüm kemikleşmeden önce , kemiklerin birleşme yerlerinde bulunan kıkırdak bölüm.

Bıngıldak sözcüğünün başka anlamları;
Sözünde durmayan, oynak insan.
Yumuşak, dokununca oynayan çıban v.s.
Etleri oynayan kadın.
Suyun birden kaynaması hali.
Bataklık.
Mide.

Özellikle kış aylarında, soğuk havalarda; yakın arkadaş, akrabaların toplaşarak beraber yedikleri Azerbaycan usulü sabah kahvaltısı. ..

Xaş,
(Haş),
Kelle Paça.
Ermenice, Khash,
Gürcüce, (ხაში ), Khashi,
Azerice, Xaş (Haş),
Farsça, pacha, Arapçası, pacha ( پاچة )
Boşnakça, pace, Arnavutça, paçe,

Baş, ayak ve mide (işkembe) içerebilen haşlanmış inek veya koyun parçalarından oluşan bir yemektir. Kelle Paça olarak geçen bu yemekte küçük ve büyükbaş hayvanların kesilmiş kelle ve ayak bölümleri ve bunlardan yapılan yemeklerin genel adı olarak geçer. Kelle bölümünde yanak ve ayak bölümünde kıkırdak bol miktarda kollajen içermektedir.

Xaş (Haş) Tarifi İçin Malzemeler;
2 adet ütülmüş dana ayağı (tırnak).
2 adet dana kuyruğu
Yarım kg işkembe.
2 soğuk su
Gerektiği kadar tuz.
1 adet soğan
3 adet karanfil.

Servis için:
1 tutam tuz
1 diş sarımsak
1 yemek kaşığı üzüm sirkesi
1 kase karışık turşu
1 su bardağı nar suyu

Xaş (Haş) Yapılışı;
Püf noktası; Ateşi o derece kısın ki, su hiç kaynamasın. Ayakların kemikleri kırın ki, ilikleri de suya karışsın. Kapağın kenarını açık bırakın ki, suyu azalsın. Mutlaka sirkeli sarımsakla yeyin.

Tırnakların üzerini güzelce temizleyip yıkadıktan sonra parçalara ayırın. Kuyruğu da parçalara ayırıp tırnaklarla birlikte derin tencerede üzeri çıkacak kadar su ekleyip yüksek ateşte kaynatın. 2-3 dakika kaynadıktan sonra suyunu atın, etleri iyice yıkayıp tekrar tencere alın. Yeniden üzerine çıkacak kadar su ekleyin. İçine soğan ve karanfil ekleyerek kısık ateşte pişmeye bırakın. 7-8 saat böylece kısık ateşte (hiç kaynamadan) piştikten sonra hazırdır. Sirke, sarımsak ve bayat ekmek olmalıdır. Afiyetle yeyiniz.

Ülkemizde Erzincan ve Sivas yöresinde de Sığır işkembesine de haş denir.

Azerbeycan Mutfağından Seçmeler;
Xaş (Haş).
Badambur,
Şekerbura,
Dovğa (yoğurt çorbası)
Düşbere (mantıya benzer)
Fetir,
Karpuz Reçeli.
Piti (güveç yemeği)
Qoğal, (poğaça benzeri)
Qutab,
Şah Pilavı,
Üç Bacı,
Yarpaq Dolması
Khazar Salatası,
Soyutma.
Fişincan pilavı.
Bozbaş.
Turşu Sıyık yemeği.
Borucuk,
Ovrişte.

1 2