Bir cins iri at…

Katana,
(Kadana),
Macarca: katona.
Bir cins iri at.
Kadana/ katana iri cins at demektir.
Gadana, Katana, iri beygir.
İri katır, kadana.
İri yarı ve güçlü kuvvetli (kadın).

Katana sözcüğünün başka anlamları:
Çömlek
Çoğu Japon, katana kelimesini genel olarak kılıç anlamında kullanır.
Katana, Vakizaşi: 50 cm uzunluğunda bir Japon kılıcı.
Forsaların ayağına vurulan zincir.
Çoban köpeklerinin boynuna takılan çivili tasma.

Koyun ve keçiye verilen ortak ad…

Davar,
Davar (tavar),
Fransızca: betail,
İngilizce: cattle,
Koyun ya da keçi sürüsü ya da bunların karışık bulunduğu sürü.
Koyun ve keçiye verilen ortak ad.
Koyun veya keçi sürüsü, davar.
Koyun ve keçiye verilen ortak ad.

Keçi, keçi sürüsü; keçi koyun karışık sürü.
İnek, öküz, katır, eşeğe verilen ad.
İnek, özellikle koyun ve keçi gibi hayvanların ortak adı.
İnek, özellikle koyun ve keçi sürüsü.
Küçükbaş hayvan.

Davar sözcüğünün başka anlamları:
Mal.
Akılsız kimse.
Binek hayvanı.
Dört ayaklı çiftlik hayvanı.
Koyun; koyun sürüsü; keçi; dağ keçisi.

Kara davar:
Her yaştaki kıl keçi veya kıl keçisi sürüsü.

At, eşek, katır vb. hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti ağaçtan araç…

Semer,
Rumca: samari
Arapça semer (ثمر ).
Arkalık.
Eşek eyeri,
Yük yastığı.
At, eşek, katır vb. hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti ağaçtan araç.

Yük bağlamak veya üzerine binebilmek için merkep, katır vb. hayvanların sırtına konan, ağaç iskeletli bir çeşit kaba eyer.
Beygir, katır, eşek gibi hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti ağaçtan yastık.
Sırt hamallarının kullandığı arkalık, hamal arkalığı, arkalıç.
Hamalların yük taşırken kullandığı deriden sırt yastığı, arkalık.
Eşeğin sırtına yerleştirilen insan ya da yük taşıma aracı.
Hamalların yük taşıma sırasında, yük ile sırtları arasına koydukları içi saman dolu yastık.

Semer teriminin başka anlamları:
Yukaç (jeoloji)
Argoda kıç.
Verim.
Netice, Ürün.
Sonuç, ürün, sonuç.
Toprak tabakalarında meydana gelen kıvrımların tümsek kısmı.
Meyve, yemiş mahsul.
Geceleri sohbet yapmak amacıyla yapılan toplantı.
Duvarın üstüne yapılan eğik sırt.
Düğün evinde sıralanarak oturuş.
Yağmur sularının duvara akmamasını sağlamak için damın çevresine tuğladan ya da küçük taşlardan yapılan yükseklikler.
Toprak damlarda saçak yerinde olan çevre.

Keserde çivi çıkarmaya yarayan delik…

Maça,
İtalyanca mazza,
Keserde çivi çıkarmaya yarayan delik. Bu delik sayesinde çivi sökebilen alet.
Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç.
Ortasında çivi çıkarmaya mahsus bir delik bulunan, bir tarafı köşeli, bir tarafı keskin ağızlı bir demir ve bunun geçirildiği sertahşap bir saptan ibaret kesme, yontma ve çakma aleti.

Keser:
Tahta, ağaç yontmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı, öteki yanı çivi çakmaya uygun çelik araç.
Keskin ağzı tahta, ağaç yontmaya, küt kenarı çivi çakmaya yarayan, kısa saplı çelik alet, kerki.

Maça sözcüğünün diğer anlamları;
Oyun kağıtlarında, mızrak ucuna benzer, ayaklı siyah beneklerle oluşan dizi, pik.
Döküm parçasında, içi boş, kopya elde etmek için kullanılan kum, maden veya erimiş durumdaki döküm maddesine dayanıklı başka bir maddeden yapılmış dolgu kalıp.
Dökümcülükte, dökülecek şeye biçim vermeye yarayan kalıbın içine bastırılmış kum.
Tek taraflı ve uzun saplı çapa.
Atla eşeğin birleşmesinden doğan katır.
Koyunun ön bacaklarının dizden yukarı bölümü.
Hurma çiçeği.
En şiddetli soğuk.

Şaşma ünlemi …

Ene,
Abi, Ama, Aman, Amanın,
Hayda,
Ma, Man,
Ne,
Obi, Obu, Of, Oha,
Tee,
Üf,
Vay,
Ya, Yuh,
Şaşma bildirir ünlem.

Ene kelimesinin diğer anlamları;
Beygir, katır, eşek gibi hayvanların damağında, ön dişlerinin arkasında meydana gelen şişkinlik.
Evet, öyle.
Cumartesi.
Resim.Ene,
Abi, Ama, Aman, Amanın,
Hayda,
Ma, Man,
Ne,
Obi, Obu, Of, Oha,
Tee,
Üf,
Vay,
Ya, Yuh,
Şaşma bildirir ünlem.

Ene kelimesinin diğer anlamları;
Beygir, katır, eşek gibi hayvanların damağında, ön dişlerinin arkasında meydana gelen şişkinlik.
Evet, öyle.
Cumartesi.
Resim.Ene,
Abi, Ama, Aman, Amanın,
Hayda,
Ma, Man,
Ne,
Obi, Obu, Of, Oha,
Tee,
Üf,
Vay,
Ya, Yuh,
Şaşma bildirir ünlem.

Ene kelimesinin diğer anlamları;
Beygir, katır, eşek gibi hayvanların damağında, ön dişlerinin arkasında meydana gelen şişkinlik.
Evet, öyle.
Cumartesi.
Resim.

Dişi eşek…

Sade,
Farsça, sade, (ﺳﺎﺩﻩ)
Betre,
Maya,
Kölük,
Etan (Farsça dişi eşek),
Ane (Yabani dişi eşek)
Dişi eşek.

Eşek;
Eşek (Equus asinus).
Eşşek (Anadolu bazı yörelerinde halk dilinde eşek anlamında kullanılır).
Merkep,
Arapça merkeb, (ﻣﺮﻛﺐ), eşek.
Karakaçan,
Uzun kulaklı.
Atgillerden, uzun kulaklı binek ve hizmet hayvanı, merkep, karakaçan, uzun kulaklı.
Eşeğin küçüğüne, Sıbıç, Sıbiç.
Eşek yavrusu, Sıpa,
Yeni doğmuş eşek yavrusuna sıpa denir.

Erkek at (aygır) ile dişi eşek çiftleşirse bardo veya ester denen, at görünümünde ama eşek iriliğinde bir melez ortaya çıkar.
Erkek eşek ile dişi atın (kısrak) çiftleşmesiyle meydana gelen ve çoğu kez kısır olan melez hayvana Katır (Equus mulus) denir.

Sade kelimesinin diğer anlamları;
Süngü ağacı.
Yumuşak hurma.
Basit, karışık olmayan, katıksız, Saf, gösterişsiz, Yalın.
Seyyidler.
Demir pası.

1 2 3