Avustralya’da yaşayan gürültücü bir kuş …

Kookaburra,

Yalıçapkını,

Laughing Kookaburra, 

(Dacelo novaeguineae ).

Yalıçapkınıgiller familyasındandır. Tazmanya ve Avustralya’da yaşayan insan gülmesi gibi sesi ile tanınan bir kuş. Sesi kahkaha gibi gelir. Bu gülme şeklindeki kookaburra olarak bilinir.  

Kookaburra denilen bu kuşlar büyük Brown Kingfisher, mesajcı olarak da isimlendirilir. 

Kookaburra 45 cm uzunluğuna (28-46cm) kadar büyürler. Kafası kare şeklinde, yaklaşık 10 cm. ye kadar uzayabilen hançer gibi gagası olan bu kuşların gövdeleri  kahverenkli tüylerle kaplı olup alt kısımları beyaz renkli tüylerle kaplıdır. Kuyruk teleklerinde koyu renkli bantlar vardır. Bu kuşlar etoburdurlar. Böcek, küçük kuş, yılan, kertenkele, solucan, salyangoz, sıçan, kurbağa, fare ile beslenirler. Avını ağaca veya yere vurarak öldürürler. Yuvaları karmaşıktır. Yerden yaklaşık on metre yüksekteki içi boş ağaçlara yuvalarını yaparlar. Yavru üç, dört yetişkin tarafından yetiştirilir. Erkek kuşlar çiftleşmek için birbirleriyle bir nevi yarışırlar veya savaşırlar. Gagalarını birbirlerine kitleyerek bükmeye çalışırlar. Hakimiyetlerini bu şekilde kanıtlarlar. Bu mücadeleden galip gelen çiftleşir.

 

Nemli ortamlardan kurak savanlara değişen habitatlarda yaşayabilirler. Bu kuşların en önemli özellikleri sesleri insan kahkahasını andıran şekilde yankılanır. Yiyecek için akan su kıyılarında avlanırlar. Balıkçıl bir kuş olup neredeyse her şeyi yerler.  Bu kuşlar dünyanın en uzak noktalarına uçan bir kuş cinsi olduğundan adına mesajcı da denir. Yani bir mesaj taşıyan olarak bilinir. Ama en bilinen özelliği sesidir. Sesi çok gürültücüdür. Adı da buradan gelir. 

Çok inatçı olan bu kuşun sesi kahkahayı andırır. Ya da eşek anırmasına benzer. Genelde şehirlerden uzakta kırsal bölgelerde rastlanır. 

Gögüs kemiği arkasında bulunan iç salgıbezi…

Timüs,
Özden,
Timüs bezi, tiroid bezinin altında, göğüs boşluğunda ve soluk borusunun önünde bulunur. Bu bez insanın bağışıklık sisteminin merkezidir. Yani bütün bağışıklık sistemi buradan yönetilir.
Timüs bezi ne kadar çok titreşirse kişi o kadar sağlıklı ve bağışıklık sistemi sağlam olur. Anadolu’da ağıt yakan kadınların göğüslerine vurduklarına hepiniz şahit olmuşsunuzdur. Bu refleks kaynaklı basit bir el hareketi değildir. Bu beynin otomatik gerçekleştirdiği bir davranıştır.

Kişi göğsüne vururken Timüs bezini titreştirir. Bu sayede üzüntü kaynaklı bağışıklıkta meydana gelen direnç azalmasının önüne geçmeye çalışır. Bu bez ne kadar sıklıkla titreştirilirse kişi o kadar genç ve sağlıklı yaşar ayrıca geç yaşlanır. Sizde parmaklarınızla göğsünüzün ortasına yapacağınız küçük vuruşlarla timüs bezini titreştirebilirsiniz.

Yada daha basit bir yolu kullanırsınız. “Kahkaha” atabilirsiniz. Çünkü kahkaha da göğüs kafesini oynattığı için bu bezi harekete geçirir. Hani yıllar geçerde aradan bir arkadaşımıza rastlarız neşeli halleriyle tanıdığımız bu insanı görünce “hiç değişmemişsin, ne gamsızsın…” deriz ya, işte timüs bezinin gücü. Sonuç olarak kahkaha bağışıklık sistemini güçlendirir ve sizi genç tutar.

Mutluluk bir seçimdir. Mutsuzluğumuz kadere, şansızlığa ve talihsizliğe inancımız ölçüsündedir. Mutlu duyguların hissedilmesinde hormonların rolü büyük.Bedenimizde o hormonları salgılayan salgı bezlerinden minicik ama çok güçlü bir salgı bezi var: timus.

Timus uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır.Çünkü timus aktive olduğunda bedenin kimyasının değişimine neden olur. Bu değişiklik sinir sistemini sakinleştirir ve beyin fonksiyonları nı hızlandırır. Bu da kişide rahatlama duygusu yaratır.

Avustralyalı Nobel ödüllü kanser araştırmacısı Sir Mac Farlane Burnet timus bezinin aktif hale getirilmesiyle insan bedeninin kendisini kanserden koruyabilme yeteneğine sahip olacağını savunuyordu.

Çocuklarda iri olan timus ergenlik döneminde bir ceviz kadar irileşiyor. Ama yas ilerledikçe bir bezelye tanesi kadar küçülüyor, yaşlılıkta ise tamamen köreliyor. Ama bazı insanlarda ileri yaslarda bile hala ceviz büyüklüğünü koruması, bilimin henüz çözemediği alanlardan biri.

Timusun sağlığımız üzerindeki önemli yararlarından biri de T hücrelerini üretiyor olması. T hücreleri denilen lenfositler bedene zarar verebilecek zararlı hücreleri yok ederler. Bu küçük T hücrelerine yaşamımızı borçluyuz. AIDS gibi bağışıklık sistemini çökerten hastalıkların ölümcül olması T hücrelerinin haberleşme hatlarını öncelikle kesmelerinden kaynaklanıyor.

Timus göğüs kafesinin üst kısmının tam arkasında, göğsün tam ortasında yer alıyor. Timusu uyarmanın üç basit yolu var:

Timusu uyarmanın birinci yolu gülmek.Yani gerçek, içten, sıcak bir gülüş, bir kahkaha. Her gülündüğünde timus bezi aktive oluyor. Her aktive olduğunda bedenimize kimyasal dalgalar göndererek kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor. 1993 yılında California Üniversitesi’ nde Dr. Paul Ekman tarafından yapılan araştırmada gülmenin timusu ve beynin değişik haz bölgeleriyle bağlantısı olan kasları harekete geçirdiği ve insanda haz duygusu yarattığı kanıtlanmış.

Timusu uyarmanın ikinci yoluiki parmakla timusun üzerine gelen noktaya vurulması, yani elle uyarmak.Timusu uyarmanın üçüncü yolu ise dilin üst dişlerin arkasında damağa ve ağzın tavanına değdirilmesi. Dr. John Diamond ve ekibi dilin bu pozisyona getirilmesi ile sol ve sağ beyin küresi arasında denge oluşmasını sağladığını tespit etmiş. Bu da insanin daha iyi düşünmesi ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı oluyor.