Bireye bir veya her iki ebeveynden gelen gen takımı…

genoma2
Genom, (Fr. génome, İng. genome).
Oğul,(Latince).
Yunanca oğul anlamına gelen genos sözcüğünden türetilmiştir.
Bireye bir veya her iki ebeveynden gelen gen takımına denir.
Gametlerde bulunan kromozomlardır. Bir gamette bulunan ve bir türe özgü en küçük sayıdaki bir seri kromozom, n sayıdaki kromozom.

Gen, (Fr. gene); Hücreden hücreye, kuşaktan kuşağa geçen kalıtımsal ögedir.
Manchester Üniversitesinde, Bilim, Etik ve Yenilik Enstitüsü başkanı olan Nobel(2002) ödüllü bir İngiliz Profesör biyolog, Sir John Edward Sulston (1942) hücre soy ve genomlarını incelemiş ve insan genom diziliminin belirlenmesi konusunda araştırmalarıyla bilinmektedir. Bir organ gelişiminin genetik düzenlenmesi konusunda çalışmaları ile ünlüdür

Beyin iltihabı, yangısı …

Ensefalit
Ensefalit, (Fransızca encéphalite).
Beyin iltihabı, Beyin yangısı.
Beyin ödemi.
Beyin dokusunun enflamasyonu (iltihabı).

En sık görülen iltihablanma şekli (viral) virüs kaynaklıdır. Beyin dokusunda virüsler, mantarlar, bakteriler, parazitler sonucunda iltihab oluşur. Baş ağrısı, kas ve eklem ağrısı, ateş, nöbet, bilinç kaybı, bellek sorunu, iştahsızlık, yorgunluk ya da güçsüzlük gibi belirtilerle ortaya çıkar. İki türlüdür. Birkaç gün gibi kısa sürede ortaya çıkan beyin yangılarına akut ensefalit, uzun zamanda ortaya çıkan beyin iltihaplarına ise kronik ensefalit denir. Kronik ensefalit aylarca sürebilir.

Beyin iltihabı sonucunda beyin dokusunun şişmesinden dolayı beyinde kanama ve beyin hücrelerinde hasar meydana gelir.

Ensefalit ile Menenjiti birbirine oldukça benzemesine rağmen karıştırmamak gerekir. Menenjt (Fransızca méningite), beyin ve omurilik çevresinde bulunan dokuları etkileyen bir hastalıktır. Ateş, şiddetli baş ağrısı, kusma, sayıklama ve benzeri belirtilerle ortaya çıkan, beyin zarlarının iltihaplanmasıyla oluşan bir hastalık olup ensefalit gibi viral ya da bakteriyel bir hastalıktan kaynaklanır. Menenjitte beyin ve omurilik çevresindeki dokularda iltihablanma olarak görülür.

Ateş düşürücü, antiviral ve ağrı kesici ilaçlar kullanılarak tedavi edilir. Aşırı ateş ve şiddetli agrılı yangılarda hasta, Hastanede tedavi edilmelidir. Hastanın solunumu yeterli de­ğilse, oksijen verilmeli daha doğrusu solunum ciha­zına bağlanması gerekir. Hastadaki huzursuzluğu gidermek içinde sedatifler-sakinleştiriciler kullanılır.

Kısır, verimsiz …

Akim, Osmanlıca, Arapça ( عقيم).
Kısır, (Fr. Stéril, İng. sterile).
Kısır, ürün vermeyen.
Kısır, verimsiz.
Beyhude.
Üreme imkanı olmayan, döl vermeyen (insan ve hayvan).
Doğurmayan (kadın), doğurtmayan (erkek).
Ürün vermeyen (toprak).
Başarısız, sonuçsuz,
Sonuçsuz, başarısız,
Verimsiz, yararsız, sonuçsuz,
İçinde hiçbir üreme olayı geçmeyen (canlı hücre, çekirdek vb.), steril
Yavru sahibi olma kabiliyeti bulunmayan, doğurma kabiliyeti taşımayan, steril.
Neticesiz, sonu yok.
Kısır, verimsiz, döl veremeyen.
Neticesiz, sonu yok.
Beyhude.
Yağmur getirmeyen rüzgar.
Çocuğu olmayan, kısır.

Dişin çiğneme yüzeyini meydana getiren en sert dış katman olan diş minesini oluşturan hücreler. ..

Ameloblast,
(İng. ameloblast, ameloblastus).

Diş minesi oluşumu sırasında organik maddeleri salgılayan, olgunlaşma sırasında ise emme ya da nakletme görevini üstlenen epitel hücreleri.

Dişlerin mine içeriğini salgılayan uzun, prizmatik, çok sayıda mitokondriyon, iyi gelişmiş Golgi organı ve granüllü endoplazma retikulumunu içeren koruyucu işlevli hücre, enameloblastus. Ameloblastlar dişin çiğneme yüzeyini meydana getiren en sert dış katman olan diş minesini oluşturan hücrelerdir.

Ameloblastlar, insan vücudundaki en sert madde olan diş minesini oluşturmak için daha sonra mineralize olacak olan mine proteimleri enomelin ve amelogenini salgılayan hücrelerdir.

Diş minesi (Latince: Substantia adamantinea, İnqilizce: Enamel)
Vücudun en sert ve en yoğun mineralleşmiş maddesidir.
Ameloblastlar; Enamel(İnq), Mine, Dentin, Odontoblastlar.

Bursa’ nın Osmangazi ve Yıldırım ilçelerini birbirine bağlayan, arastalı tarihi köprü …

Irgandı,
Irgandı Köprüsü,

Bursa kentinde,
Zanaatçıların geleneksel el sanatlarını icra ettiği köprü.
1442 yılında Irgandılı Ali’ nin oğlu Hacı Muslihiddin tarafından inşa edildi. 1854 yılında Büyük Bursa Depremi’ nde hasar gördü. Kurtuluş Savaşı’ nda Yunan ordusu tarafından bombalandı. Irgandı Köprüsü, 2004 yılında Osmangazi Belediyesi tarafından yenilendi ve kullanıma açıldı.

Dünyada, 4 adet çarşılı köprüden birisidir.
Türkiye, Bursa kentinde Irgandı Köprüsü.
Bulgaristan, Lofça kentinde Osma Köprüsü,
İtalya, Floransa kentinde Ponte Vecchio Köprüsü.
İtalya, Venedik kentinde Rialto Köprüsü.

XVII. yüzyılda Bursa’ya gelen Evliya Çelebi bu köprünün mimarisi ve onunla ilgili öyküleri aşağıdaki gibi anlatmıştır.

Evsaf-ı cisr-i Irgandi. Bursa’ nın bir çarşısı da Gökdere’ deki Irgandi Köprüsü üzerindedir ki, yemin ve yesar ikiyüz kadar hallac dükkanlarıdır. Hücrelerinin pencereleri zir-ü paylerinden cereyan eden Gökdere’ye nâzırdır. Ve bu cisr dükkânlarının üzeri cümle tonoz kemerler ile mebni olub kurşun ile mesturdur. Bu cisrin iki başında kal’a kapuları gibi temiz kapılar üzere mazgal delikleri vardır. Cizrin bir tarafı boştur.
Han gibi misafirhane olup at bağlanır.

Fotoğraflar; Ülkü TOK,

1 4 5 6