Sergerde…

Elebaşı,
Sergerde.
Farsça, Sergerde.
Kötü işlerde elebaşı olan.
Başı bozuk.
Reis.
Farsça, sergerde, serkerde, (ﺳﺮﮔﺮﺩﻩ).
Eskiden, Kötü, olumsuz işlerde elebaşı.
Gönüllü askerlerin başı.
Baş, başkan, reis.
Haydutluk, serserilik vb. işlerde elebaşı durumunda olan kimse
Osmanlılar’da gönüllü olarak savaşa katılan kafile başlarına verilen ad.
Yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra kurulan zaptiye teşkilatında, Binbaşı.

MÖ 551-MÖ 479 tarihleri arasında, Doğu Zhou Hanedanlığı döneminde yaşadığı sanılan filozof …

Konfüçyüs,
MÖ 551-MÖ 479 tarihleri arasında, Doğu Zhou Hanedanlığı döneminde yaşadığı sanılan Çinli filozof. Konfiçyüs, Hükümdar’ın isteği üzerine bir süre için şehrin yönetiminde olmayı kabul eder. Kenti yedi gün boyunca izler. Yedinci gün, yüksek memur (Kentin en önemli yöneticisi) Şao Çeng’i idam ettirir ve cesedin üç gün açıkta kalmasını emreder. Bu uygulamaya Konfiçyüs’ün öğrencileri çok şaşırırlar.

Yanına gider, sorarlar: Şao Çeng bu şehirde hatırlı ve kuvvetli bir adamdı. Siz şehrin yönetimini aldıktan sonra ilk işiniz onu astırmak oldu. Bu adam haydutluk, hırsızlık yapmamıştı. Neden ?. Konfiçyüs, yaptığımın nedenlerini açıklayayım der ve şunları açıklar:
Dünyada beş ağır suç vardır. Bu beş suç şunlardır:

  1. Birincisi uyumsuz ve asi bir tabiatla birlikte gözüpeklik.
  2. İkincisi aşağı bir hayat tarzıyla birlikte inatçılık.
  3. Üçüncüsü çenesinin kuvvetli olmasıyla birlikte yalancılık.
  4. Dördüncüsü herkesin ayıbını, kusurunu aklında tutmakla birlikte herkesle dost geçinmek.
  5. Beşincisi hak ve adalet duygusu olmamakla birlikte yaptığı haksızlıkları süslü ve parlak gerekçeler arkasına gizlemek.

Haydutluk ve hırsızlık bunların arasında değildir. Daha sonra gelirler. Şao Çeng’de bunların beşi de vardı. Nereye gitse taraftar topluyor, hizipler yaratabiliyordu. Aldatıcı fikirlerini parlak konuşmaların arkasına gizleyebiliyordu. Zulmüyle adaleti tersine çevirebiliyordu. Aşağılıklar birleştiği zaman ortaya çok güçlü bir kötülük çıkar. Ben de şehir halkı için tasalanmak yerine, bu adamı idam ettirmeyi tercih ettim. Günümüze dönelim, Konfiçyüs’ün devrinde yaşasalardı kaç tanesi kellesini kurtarırdı acaba? Ama, yukarıdaki hikayeden hepsi ders almalı.

Eski dilde, haydutluk, soygunculuk …

Şekavet,
Arapça şekavet, شقاوت

Şakavet,
Eski dilde, Haydutluk.
Soygunculuk.
Eşkiyalık,

Her çeşit kötülük içinde olmak.
Bela ve zillete düşmek.
Sıkıntıda kalmak.
Haydutluk, eşkiyalık.
Bela ve zillete düşmek.

Kötü iş yapma, soygunculuk, haydutluk.
Sıkıntıda kalmak, mutsuzluk, bir kimsenin iç dünyasının kötü ve çirkin bir hale gelmesi.

Osmanlı Döneminde her çeşit kötülük içinde olmak şekavet demektir. Hukukta haydutluk, soygunculuk anlamında kullanılır. Osmanlılarda şakavet, haydutluk, eşkiyalık demektir.

Şüzuz, Şazz kelimesinden türemiştir. Kaide ve kanun dışı, yalnız kalmak, karşı, muhalif olmak demektir.