Zihinde canlandırılan biçim …

Tasarım,
İngilizce: design,
Fransızca: conception,
Tasarı,
Tasavvur,
İstihzar,
Hayal,
Bilinç içeriği, algı.
Zihinde canlandırılan biçim, tasavvur.
Bir sanat eserinin, yapının veya teknik ürünün ilk taslağı, tasar çizim, dizayn.
Bir araştırma sürecinin çeşitli dönemlerinde izlenecek yol ve işlemleri tasarlayan çerçeve, tasar çizim, dizayn.
Daha önce algılanmış olan bir nesne veya olayın bilinçte sonradan ortaya çıkan kopyası.
Geliştirilen bir dizgenin bölümleri arasındaki çalışma ilişkilerinin, her bir bölümün özgül işlevleri ayırt edilip belirlenmesi.
Bir şeyin biçimini zihinde canlandırma işi ya da tasarlanan biçim.
Bir sürecin nasıl yapılacağını, hangi birimlerden oluşacağını tasarlayıp düzenleme işi.
Bir araştırma sürecinin çeşitli aşamalarında izlenecek yol ve işlemleri tasarlayan çerçeve.
Daha önce algılanmış olan bir nesne ya da bir olayın bilinçte sonradan ortaya çıkan imgesi.
Önceden görülenmiş olana karşıt olarak salt imgelem yoluyla varlık kazanan şey.
Bir işlergenin ya da bir aygıtın yapısını belirgin çizgileriyle tasarlama.

Akdeniz bölgesinde yetişen bir ağaç veya ağaççık cinsi, Tamarix …

Ilgın,
Tamarix.
Ilgın ağacı.
Akdeniz bölgesinde yetişen bir ağaç veya ağaççık cinsi (Tamarix).
Dere ve çay kıyılarında biten, sepet örmeye yarayan bir çeşit söğüt ağacı.
Ilgıngiller ailesinden bir bitki cinsidir. Dünyada Tamarix adıyla bilinmektedir. Bu ağacın 90’na yakın türü bulunmaktadır. Ülkemizde de yetiştirilen ılgın Ağacı bahçelerde süs ağacı olarak yetiştirilmektedir. Ülkemizde Konya’nın Ilgın ilçesinden adını alan Ilgın Ağacı, beyaz ya da pembe çiçekler açar.

Yıl boyu yeşilliğini korumaktadır. Ilgın Ağacının en önemli özelliği kuru iklime kolay adapte olmasıdır. Küresel ısınmanın olduğu ve yağış miktarının azaldığı, tuzlu su ortamında yaşayabilen bir ağaç türü olmuştur.

Ilgın sözcüğünün diğer anlamları;
Serap, Hayal,
Düşsel, gerçekdışı.
Yazın güneş ışığının yerde yansımasıyle görülen titrek pırıltı.
Belli belirsiz, çok hafif.
Kahramanmaraş yöresinde, yavaş ve hafif esen rüzgara ılgın denir.
Kavurucu sıcak (Muğla yöresinde)
Dargın, gücenmiş (kimse), (Denizli)
Gözü korkmuş, gözü yılmış (kimse), (Gümüşhane dolaylarında)
Ilıca.

Rüya bilimi …

Oniroloji,
Oneiroloji,
İng. oneirology.
Rüya bilimi,
Ruh bilimi,
Düş bilimi.
Rüyaları inceleyen bilim dalı.
Rüyaların görüldüğü uyku evresine Rem adı verilir.
Oneiroloji, yazılı kaynaklarda ilk kez 1653 yılında kullanıldı.

Rüya,
Düş,
Arapça rüya, (ﺭﯘﻳﺎ)
Arapça, görme, görüş anlamına gelen ruya kelimesinden türetilmiş.
Uyku sırasında zihinde beliren görüntülerin bütünü, görülen hayaller dizisi, düş.
Rüya ya da düş, görsel ve işitsel algı ve duygulardır. Rüyalara nesnesiz ya da duyusuz algının bir türü olarak bakılabiliyor.

Gerçekleşmesi mümkün olmadığı halde olması çok istenen şey, hayal, ümit için de rüya kelimesi kullanılıyor.

Rüyaları inceleyen bilim dalı …

Oniroloji,
Oneiroloji,
İng. oneirology.
Rüya bilimi,
Ruh bilimi,
Düş bilimi.
Rüyaları inceleyen bilim dalı.
Oneiroloji, yazılı kaynaklarda ilk kez 1653 yılında kullanıldı.

Rüyalar hakkındaki bir çalışma Aristo’nun Rüyalar adlı kitabında anlatılmıştır. Antik çağda ise rüyaların yorumlanması konusunda en tanınmış isimlerden biri oniromansi uzmanı Efes’li Artemidorus olmuş.

Rüyaların çoğu yalnızca 5 ile 20 dakika arasındadır. Normal bir uykuda 60-90 dakikada bir 4 ya da 5 kez REM dönemi yaşanıyor. Rüya görmesi engellenen bireylerde öğrenmenin zorlaştığı ve çeşitli depresif ve psikotik tepkilerin ortaya çıktığı deneysel olarak gözlemlenmiştir.

Rüya,
Düş,
Arapça rüya, (ﺭﯘﻳﺎ)
Arapça, görme, görüş anlamına gelen ruya kelimesinden türetilmiş.
Uyku sırasında zihinde beliren görüntülerin bütünü, görülen hayaller dizisi, düş.
Rüya ya da düş, görsel ve işitsel algı ve duygulardır. Rüyalara nesnesiz ya da duyusuz algının bir türü olarak bakılabiliyor.

Gerçekleşmesi mümkün olmadığı halde olması çok istenen şey, hayal, ümit için de rüya kelimesi kullanılıyor.

1 2