Japon çizgi romanı mangaların televizyon, sinema vb. için filmleştirilmiş biçimi…

Anime,
Animé
İngilizce: anime.
Fransıza: animé.
Japon çizgi romanı mangaların televizyon, sinema vb. için filmleştirilmiş biçimi.
Japon çizgi filmlerine verilen ad.
Anime; Canlı, kıpırdak, hareketli, işlek anlamındadır.
Japon çizgi romanı.
Anime; Japonya’ ya özgü manga çizim sanatıyla çizilmiş animasyondur.

Anime kelimesi İngilizcedeki animation kelimesinin kısaltılmış halidir. Animeler, genelde mangaların televizyona ya da sinemaya uyarlanmasıdır. Animelerin kendine özgü çizim tekniği vardır. Animeler, el çizimi veya bilgisayar yapımı olabilir. Animelerin konusu her şey olabilir, birçok türü mevcuttur. Yetişkinlere yönelik, felsefe, psikoloji, bilim, savaş, şiddet, cinsellik gibi konuları ele alan ciddi konulu animeler olduğu gibi, genç çocukların yaşıtları için uygun konulu animelerde çok fazladır. Çok küçük çocuklar için eğitim ve komedi türündeki animelerde vardır.

Anime televizyona ilk olarak 1963 yılında; Osamu Tezuka’ nın; Astro Boy adlı anime çizgi filmin yayımlanmasıyla başladı. Anime 2D animasyon tekniği ile yapılır. Her sahne ayrı ayrı çizilir. Bu sahneler saniyede 25 sahne hızında oynatılarak animasyon haline getirilir. Büyük gözler: Animelerin ortak karakteristik özelliği.

Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü…

Aktif,
(Aktiv)
Fransızca: actif.
İngilizce: active, asset.
Bilançonun alacaklı yanı.
Varlık.
Kaynak.
Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü.
Bir işletme bilançosunda işletmenin mevcutlarının, alacaklarının, para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının bütünü.

Etkin, canlı, hareketli, çalışkan, faal.
Etkin, işler durumda, etkili.
Çalışan, çalışmasını sürdüren.
Etkili, müessir, yapıcı.
Etkili,
Etken.
Etkin, canlı, hareketli, çalışkan.
Hareketli, hereket halinde olan, faal, etkin.

Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü…

Aktif,
(Aktiv)
Fransızca: actif.
İngilizce: active, asset.
Bilançonun alacaklı yanı.
Varlık.
Kaynak.
Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü.
Bir işletme bilançosunda işletmenin mevcutlarının, alacaklarının, para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının bütünü.

Etkin, canlı, hareketli, çalışkan, faal.
Etkin, işler durumda, etkili.
Çalışan, çalışmasını sürdüren.
Etkili, müessir, yapıcı.
Etkili,
Etken.
Etkin, canlı, hareketli, çalışkan.
Hareketli, hereket halinde olan, faal, etkin.

Yeniçeri Ocağına yeni girmiş delikanlı…

Civelek,
Yeniçeri Ocağına yeni girmiş delikanlı.
Yeniçeri Ocağına yeni girmiş ya da girmeye aday, yakışıklı delikanlılardan seçilen ve aşçıbaşının yanında çalışan gençlere verilen ad.
Yeniçeri Ocağı’nda bulunan ve aşçıbaşı maiyetinde yaver gibi kullanılan gençler.
Osmanlı ordusunda Yeniçerilere hizmet eden eşcinseller, civelek olarak tanımlanmış.

Civelek sözcüğünün yörelere göre halk ağzındaki başka anlamları:
Köyün bütün işlerine karışan adam.
Toprağı ve hayvanı olmayan işçi.
Gelincik otu.
Bir çeşit elma.
Su çulluğu.
Küçük tipli (kimse).
Cüvelek.
Sokulgan.
Geveze.
Toy.
Canlı, oynak, çekici.
Canlı, neşeli ve sokulgan
Neşeli, hareketli, sokulgan.
Canlı, hareketli ve neşeli deve yavrusu veya genç.

1 2