Suçlunun parmak izlerini belirlemeye, kimliğini araştırıp bulmaya yarayan yöntemlerin bütünü…

Daktilotekni,
Fransızca: dactylotechnie,
Parmak izine dayanarak kimlik belirleme yöntemi.
Suçlunun parmak izlerini belirlemeye yarayan yöntemlerdir.
Suçlunun parmak izlerini belirlemeye, kimliğini araştırıp bulmaya yarayan yöntemlerin bütünü.

Parmakların son eklemi ve uç kısmındaki kıvrımların oluşturduğu ize, parmak izi denir.
Parmak izi, insan bedeninin doğal durumu kullanılarak bulunmuş ve bugüne kadar kişi kimliğinin belirlenmesinde en çok kullanılan bir yöntemdir. Bugünkü parmak izi metodu; İngiliz bilgini olan Henry Faulds tarafından bulunmuş bir metoddur.

Ayak başparmağında dış kısma doğru uzanan yumru görünümünde kemik çıkıntısı…

Bünyon,
(Bunyon),
Halluks Valgus,
Başparmak çıkıntısı.
Bunyon, ayak başparmağında dış kısma doğru uzanan yumru görünümünde kemik çıkıntısıdır.
Bunyon, bir eklem çevresindeki kemik veya doku çıkıntısıdır.
Genellikle eklem üzerinde uzun süreli basınçtan dolayı düz durması gereken ayak başparmağı zamanla normal eklem hizasından çıkar ve kemikli bir yumru oluşturur.

Kadınlar dar, sivri uçlu ve kapalı ayakkabıları erkeklere göre daha fazla tercih ettikleri için kadınlarda bünyon daha yaygın görülmektedir. Bunyonun en belirgin özelliği, ayak baş parmağındaki esnekliği kaybettirmesi ve yürürken aşırı ağrıya neden olmasıdır.Bunyonun en belirgin özelliği, ayak baş parmağındaki esnekliği kaybettirmesi ve yürürken aşırı ağrıya neden olmasıdır.

Genelde ağrısız bunyonlarda cerrahi düzeltmeye ihtiyaç duyulmaz. Ağrısız hastalarda bunyon ağrısına uygun ayakkabı, rahat, tam oturan ayakkabılar giymek, etkilenen bölgeye ped uygulamak, parmak arası makaralar, parmak arası silikonlar, kişiye özel tabanlıklarla tedavi sağlanabilir.

Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm…

Dirsek,
Mirfak,
Ankon,
İngilizce: elbow,
Fransızca: coude,
Almanca: Ellbogen,
Arapça mirfak, (ﻣﺮﻓﻖ).
Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı.
Kolun orta yerindeki eklemin dış tarafı.
Kollu giyeceklerin kolun dirsek kısmına rastlayan yeri.
Kolun, üst ve alt bölümleri arasındaki oynak yeri ve bu oynağın dış yüzeyindeki sivri.
Kolun birinci ve ikinci parçalar arasında kalan, bükülmenin sağlandığı bölüm.
Kolla ön kol kemiklerinin oluşturduğu kolun iki kısmı arasındaki bükülmeyi sağlayan kol bölümü, ankon.
Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm.

Dirsek sözcüğünün başka anlamları:
Arpacık denilen göz hastalığı.
Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası.
Bir yol veya akar suyun köşe meydana getirecek şekilde kıvrıldığı kısım.
Buğday, arpa, mısır vb. bitkilerin saplarının sert kısımları.
Bir motorda bilyelerin almaşık devinimini dairesel devinime çeviren dingil.
Saç, çinko, dökme demir, bakır vb. borunun, yönünü değiştirmeye yarayan kıvrımı.

Kimi eklemlerde kemik arasında bulunan kıkırdaksı levha …

Menisk,
Fransızca ménisque.
İngilizce: meniscus.
Latinece: meniscus,
Menüsküs.
Menisk denilen diz eklemindeki kemikler arasına yerleşmiş, kıkırdaktan yapılı bölümlerde travma sonucu oluşan hastalık.
Bazı eklemlerde kemik arasında bulunan kıkırdak bölüm
Kimi eklemlerde kemik arasında bulunan kıkırdaksı levha.

Menisk, sözcüğünün diğer anlamları;
Aymercek.
Bir yüzü içbükey, öbür yüzü dışbükey olan mercek.
Bir sıvının içinde bulunduğu kapla temas ettiği yerde görülen yüzey eğriliği.

En kısa zaman süresi…

An,
Farsça an, (ﺁﻥ).
Arapça an, ( عن).
Lahza,
Dem,
Cüzi bir zaman.
En kısa bir zaman.
En kısa zaman süresi.
Enstantane, an.
İnsana kısa gelen zaman bölümü.
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçası, lahza, dem.
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika.

Yörelerimize göre halk ağzında, an kelimesinin diğer anlamları;
Zihin.
Dimağ, zihin.
Güzellik, alım, cazibe
Alım, cazibe, hava.
Saçın ayrılma çizgisi, yiv.
Tarla sınırı,
Bağ, bahçe sınırı.
İki tarla arasındaki sınır.
İki tarlayı ayıran tümsekleşmiş toprak, sınır, set şeklindeki ayrıntı.
İki tarlayı birbirinden ayıran toprak sınır.
Tarlalar arasında sınır çizgisi olarak kullanılan ekilmemiş bölüm.
Bahçe içinde suyun birikmesi için yapılan toprak set.
Eklem, mafsal, boğum.
Baldır, diz, incik.
Elde, avuç ile bilek arasındaki şişkin yer.

Yapraklardaki damar.
Yaprak, sap veya dalın gövdeye bağlandığı yer, budak.
Aşıda kullanılan çeliğin, aşılanan ağaç dalına değdiği yerdeki boğum.
Birşey üzerinde yapılan çentik, yontuk.
Don ve pantolonlarda iki bacak arasındaki kısık yer, ağ, bu kısma konulan üçgen şeklindeki parça.
Hayvanlarda dişlerin üst tarafında veya damakta çıkarak ot yemelerine engel olan şişlik, et parçası.
Hayvan damağı.

Otomobilin ön düzeninde bulunan, her yöne dönebilen ve mafsal olarak kullanılan küre biçiminde parça …

Rotil,
(Fr. rotule).
Otomobilin ön düzeninde bulunan, her yöne dönebilen ve mafsal olarak kullanılan küre biçiminde parça.

Rotiller şasi ile tekerleği salıncak aracılığı ile bağlayan hayati önem taşıyan parçalardan birisidir. Frenleme, ivmelenme ve ani şoklardan oluşan kuvvetleri karşılamak üzere tasarlanmıştır.

Rotil bir küresel mafsal olup aks başının salıncaklara bağlantısını yapan parçadır. Aks başının üst salıncağa bağlantısını yapan parçaya üst rotil, alt salıncağa bağlantısını yapan parçaya da alt rotil denir. Rotiller üretim sırasında yağlanıp hazır hale getirilirler, sonradan bir yağlama yapılması mümkün değildir.

1 2 3