Açık mor renk…
Eflatun,
Lila,
Leylak rengi, açık eflatun.
Açık mor renk.
Eflatun rengi halk arasında menekşe rengi olarak da bilinir. Eflatun rengini mordan ayıran fark ise morun ışık tayfında veya gök kuşağının içinde görünmesidir.
Şafak AYDIN
Eflatun,
Lila,
Leylak rengi, açık eflatun.
Açık mor renk.
Eflatun rengi halk arasında menekşe rengi olarak da bilinir. Eflatun rengini mordan ayıran fark ise morun ışık tayfında veya gök kuşağının içinde görünmesidir.
İrfaniye,
Arapça bir kelimedir.
İrfaniye, (ﻋﺮﻓﺎﻧﻴّﻪ).
Gnostisizm.
Kişinin Tanrısal alemin bütün sırlarını edinebileceğini savunan görüş.
Kişilerin ilahi alemin sırları hakkında tam bilgiye sahip olabileceklerini savunan görüş.
Eflatun ve Yeni Eflatuncular’ın takipçisi durumunda olan felsefe mektebi, gnostisizm.
Arapça irfanі, bilgi, bilmeyle ilgili anlamdadır.
Buhurumeryem,
Tavşankulağı,
Siklamen,
Cyclamen
Tavşankulağı.
Buhurumeryem,
Mormilik
Fr. cyclamen
Primulaceae familyasındandır.
Yer somonu.
Halk arasında Topalak, domuz ekmeği (yumruları domuzlar çok severmiş), olarak bilinir.
Kırmızıya çalar eflatun renkte bir süs bitkisi.
Siklamen, ormanların açık alanlarında ve kayalık alanlarda yaşam bulan çok yıllık yumrulu bir bitki türüdür. Yaprakları kalp veya böbrek şeklindedir.
Boyu 5-20 cm arasında şubat başı ile mayıs başına kadar beş parçalı, pembe, beyaz, koyu pembe renklerde çiçek açan bir bitkidir. Siklamen yazın güneş ve su istemez. Sonbaharda yaprak çıkarmaya başlayınca su ihtiyacı artar.
Erebus,
Kelebek, böceklerin, pul kanatlılar veya kelebekler (Lepidoptera) takımının kanatlı fertlerine verilen genel ad. 150.000 kadar türü bilinmektedir. Vücutları kiremit dizilişi şeklinde renkli pullarla örtülüdür. Pullar, uçları yassılaşarak genişlemiş kıllardır. Ufak sarsıntılarda koparlar.
İki çift olan kanatlarının büyüklüğü türlere göre değişir.
Emici tipteki ağız parçaları hortum şeklindedir. Kullanılmadığı zamanlar bu hortum başın alt tarafında helezon biçiminde kıvrılır.
Balözü emerler. Çiçeklerin balözünün tadını ayaklarıyla alırlar. Tat alma cisimcikleri ayaklarına yerleşmiştir. Ayaklarıyla çiçeğin suyunu kontrol ederler. Beğendikleri takdirde kıvrılı duran hortumlarını uzatarak emerler.
Gece kelebeklerinin işitme ve koku alma duyuları da çok hassastır. Bazı türlerin erkekleri, 5 km uzaktaki dişinin kokusunu alabilirler. Gündüz kelebeklerinin duyargaları (anten) çıplak olduğundan bu hassaslıktan mahrumdurlar.
Bazı kelebekler zehirlidir. Bunlar çok yavaş uçar ve göz kamaştırıcı parlak renklere sahiptir. Bu renkler düşmalarına karşı bir ikaz işaretidir. Böcekçil hayvanlar bunları yemekten çekinirler. Bazı kelebekler de, sahte kafa işaretleri, kanatlarındaki göz işaretleriyle ve antene benzeyen kuyruk uzantılarıyla düşmanlarını şaşırtarak kendilerini korurlar. Bu işaretlere aldanan avcı hayvanlar, kelebeklerin öldürücü olmayan kısmına saldırır. Yırtık kanatlı bir kelebek hayatını sürdürebilir. Birçokları da kondukları yerlerde tamamen kamufle olabilirler. Kuru yaprak görünümündeki bazı kelebekleri kondukları yerden ayırdedebilmek çok zordur.Ayrıca çiçekteki bizim çıplak gözle göremediğimiz bir ışık vardır.Bu ışık sayesinde kelebekler çiçeği görür.
Ekinazya,
Ekinezya,
Echinacea,
Kirpibaşı,
Kirpiotu,
Erguvani kirpibaşı,
Samson kökü,
Koniçiçeği,
İnce yapraklı eflatun koza çiçeği,
Vatanı Kuzey Amerika olup çay gibi haşlanarak içilen şifalı bir bitki.
Kirpiotu, Koniçiçeği gibi adlar da verilen ve vatanı Kuzey Amerika olup çay gibi haşlanarak içilen şifalı bir bitki.
Echinacea angustifolia,
Purple Coneflower,
Latince İsmi, Echinacea purpureadır.
Yunanca “echinos”(dikenli, dikenimsi) kökünden olup Ekinezya (Echinecea) olarak yunancadan türemiştir.
Asteraceae(Compositae) familyasından otsu, çok yıllık bir bitkidir. Gövdesi kalın ve tüylüdür. Yaprakları uzun ve mızrağımsı olup tepedekiler sapsız alt taraftakiler ise uzun saplıdır. Çiçekleri eflatun renginde ve çok sayıda boru seklinde çiçeklerden oluşmuş konik bir disk seklindedir. Bitkinin tohumu hafif dikenimsidir.
Vücudun savunma hattını virüslere karşı korur. Egzama, çıbanlar, kesikler, yanıklar ,sedef, sivilce,yaralar, ülser, kurdeşen v.b deri hastalıklarında büyük derecede iyileşme sağlar.
Asteraceae familyasından soğuk algınlığı, grip, enfeksiyon, zayıf bağışıklık sistemi ve kanserden korunma gibi durumlarda dünyanın en önemli şifalı bitkilerinden olup; kuru toprak ve ovalar ile seyrek ormanlık arazilerde doğal olarak yetişen çok yıllık Meksika kökenli bir bitkidir.
Kızılderililer bitkinin kökünü ve yapraklarını her tür yaranın tedavisinde, enfeksiyon ve iltihaplanmalarda, zehirli böcek ve yılan sokmasına, boğaz ve diş ağrısına, kabakulak, çiçek hastalığı ve kızamığa karşı başarıyla kullanıyorlardı. Bitki Amerika’ya yerleşen ilk göçmenler tarafından da enfeksiyonlara karşı sık olarak kullanılmıştır.
Ekinazya,
Ekinezya,
Echinacea,
Kirpibaşı,
Kirpiotu,
Erguvani kirpibaşı,
Samson kökü,
Koniçiçeği,
İnce yapraklı eflatun koza çiçeği,
Vatanı Kuzey Amerika olup çay gibi haşlanarak içilen şifalı bir bitki.
Kirpiotu, Koniçiçeği gibi adlar da verilen ve vatanı Kuzey Amerika olup çay gibi haşlanarak içilen şifalı bir bitki.
Echinacea angustifolia,
Purple Coneflower,
Latince İsmi, Echinacea purpureadır.
Yunanca “echinos”(dikenli, dikenimsi) kökünden olup Ekinezya (Echinecea) olarak yunancadan türemiştir.
Asteraceae(Compositae) familyasından otsu, çok yıllık bir bitkidir. Gövdesi kalın ve tüylüdür. Yaprakları uzun ve mızrağımsı olup tepedekiler sapsız alt taraftakiler ise uzun saplıdır. Çiçekleri eflatun renginde ve çok sayıda boru seklinde çiçeklerden oluşmuş konik bir disk seklindedir. Bitkinin tohumu hafif dikenimsidir.
Vücudun savunma hattını virüslere karşı korur. Egzama, çıbanlar, kesikler, yanıklar ,sedef, sivilce,yaralar, ülser, kurdeşen v.b deri hastalıklarında büyük derecede iyileşme sağlar.
Asteraceae familyasından soğuk algınlığı, grip, enfeksiyon, zayıf bağışıklık sistemi ve kanserden korunma gibi durumlarda dünyanın en önemli şifalı bitkilerinden olup; kuru toprak ve ovalar ile seyrek ormanlık arazilerde doğal olarak yetişen çok yıllık Meksika kökenli bir bitkidir.
Kızılderililer bitkinin kökünü ve yapraklarını her tür yaranın tedavisinde, enfeksiyon ve iltihaplanmalarda, zehirli böcek ve yılan sokmasına, boğaz ve diş ağrısına, kabakulak, çiçek hastalığı ve kızamığa karşı başarıyla kullanıyorlardı. Bitki Amerika’ya yerleşen ilk göçmenler tarafından da enfeksiyonlara karşı sık olarak kullanılmıştır.