İhtiras sahibi, açgözlü, hırslı, çok fazla isteyen, haris …

Muhteris,
Hırslı,
Haris,
Açgözlü,
Arapça eski bir kelime.
Harese,

Harese, Hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri Harese kelimesinden türemiştir.
Araplarda ve Orta doğuda Harese şöyle anlatılır. Develere çöl gemileri denir. Bu mübarek hayvan çölde üç hafta yemeden, içmeden, aç susuz yürür. Çok dayanıklıdır.

Hiç bir savunma silahı olmayan tek hayvandır. Bu nedenle çok ürkektir. Develer yaşadıkları yörede yetişen bir diken ağacı vardır. Develer en çok bunları severler ve yerler. Bu dikenler ayakkabınızın altından battığında ayakkabıyı deler. Hatta büyük ve kurumuş olanlar araç lastiklerini bile patlatabilir. Develer işte bu dikenleri çok severler. Besin kaynakları da bu dikenlerdir. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar. Açılan yaralar kanar. Akan kan tuzludur. Tuzlu kanın tadı diken ile karışınca bu devenin daha çok hoşuna gider. Sürekli kanayan ağız içinde yenilen diken ile ağız yeniden kanamaya başlar. Bu böyle devam eder. Yani yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz. Bu olaya harese denir. Eğer bu duruma engel olunmazsa kan kaybından deve ölür. İşte bu devenin severek yediği diken ağacına deve dikeni denir. Hani atalarımızın dediği gibi deve dikeni sever. Bazı insanlarda harese olayını çok sever. Yani kendi kanının tadından sarhoş olur.

Zeytine benzer meyvesi sakız gibi çiğnenen bir palmiye türü…

arekaArek,
Areka

Areka Palmiyesi,
Arek Palmiyesi
Seylan Kaşusu,
Betel Cevizi,
Betel Palmiyesi.
Kaşu Arekası.
Areca catechu
Arekanuss,
Arek Cevizi
Felfelek Cevizi

Palmiyegillerden, Palmengewaechse, Arecaeae (Palmae)
Arek cevizinden eldeedilen ekstre natürel ilaç yapımında kulanılır ve güneydoğu Asyada hazırlanan özel bir karışımı çiğnenir.

Palmiyegillerin altgrubu olan arekagillere dahil olan bitkinin takriben 50 türü mevcuttur ve bunlardan sadece kaşu Arekası kulanılır. Güneydoğu Asyalılar tarafından binlerce yıldırbetel biber yaprağı, arek cevizi ve sönmüş kireç karışımından eldeedilen madde çiğnenir ve çiğneyenlere esrarkeşlerde olduğu gibi kendinden geçer gibi haller olur. Günümüzde halla 100 milyon insanın bu şekilde Arek kulandıkları bilinmektedir.

Vatanı Malezya olan bitki buradan Endonezya, Pakistan, Hindistan ve doğu Afrika ülkelerine kadar yayılmıştır. Boyu 10-25 metre boyunda uzunca silindir gibi bir gövde ve tepeden şemsiye gibi yanlara sarkan kanat yapraklara sahiptir. Kanat yaprakları uzunca bir sap üzerindedir ve kanat yaprakları 30-60 adet yeşil renkli, şerit şeklinde uzun yanyapraklardan oluşur.

Erkek çiçekleri üst kısımlarda güzel kokulu ve beyaz renkli dişi çiçekleri ise yaprakların alt kısmında üzüm salkımı gibi topluca biraradadır. Meyveleri önce beyaz sonra yeşil ve tam olğunlaşınca sarı ve nihayet esmer veya turunç bir renkte tavuk yumurtası büyüklüğündeki meyvelerin iç kısmında 2-3 cm çapında küre veya küremsi sert kabuklu çekirdekleri (cevizleri) vardır. Kulanılan kısmı bu cevizleridir.

Arek meyveleri olgunlaştıktan sonra kauçuk gibi olan kabukları soyulur ve ortaya çeviz büyüklüğünde esmer veya turuncu çok sert kabuklu cevizleri ortaya çıkar. Arek cevizleri ya kurutulduktan sonra toz haline getirilir veya doğal ilaç yapımında kulanılır.

Günümüzde başta at, inek ve köpek gibi hayvanlardaki tenya, solucan ve kurtlara karşı kulanılmaktadır. Güneydoğu Asya ülkelerinde 100 milyona yakın insan betel biber yaprağı (piper betle) içine sönmüş kireç, kaşu (tanın akasyasından ) ve arek ceviztozuyla karştırılarak eldeedilen madde saatlerce çiğnenir.

Bu çiğneme sırasında alkaloitlerden: Arecolinin daha az etkili olan arecaidine dönüşmesi ve ayrıca alınan droğun bir anda aniden değil saatlerce süren çiğneme ile yavaş yavaş alınması nedeniyle alkaloitler vücutta yoğunlaşmaz.

Arek ceviztozu veya ekstresinin yüksek oranda alınması zehirlenme ve hatta ölüme neden olabilir. Sürekli olarak ömürboyu arek ceviztozu karışımı çiğneyenlerin ağıziçi kanserine yakalanmaları mümkündür.

Kaynakça;
http://www.dogaltedavi.org/

Dişin çiğneme yüzeyini meydana getiren en sert dış katman olan diş minesini oluşturan hücreler. ..

Ameloblast,
(İng. ameloblast, ameloblastus).

Diş minesi oluşumu sırasında organik maddeleri salgılayan, olgunlaşma sırasında ise emme ya da nakletme görevini üstlenen epitel hücreleri.

Dişlerin mine içeriğini salgılayan uzun, prizmatik, çok sayıda mitokondriyon, iyi gelişmiş Golgi organı ve granüllü endoplazma retikulumunu içeren koruyucu işlevli hücre, enameloblastus. Ameloblastlar dişin çiğneme yüzeyini meydana getiren en sert dış katman olan diş minesini oluşturan hücrelerdir.

Ameloblastlar, insan vücudundaki en sert madde olan diş minesini oluşturmak için daha sonra mineralize olacak olan mine proteimleri enomelin ve amelogenini salgılayan hücrelerdir.

Diş minesi (Latince: Substantia adamantinea, İnqilizce: Enamel)
Vücudun en sert ve en yoğun mineralleşmiş maddesidir.
Ameloblastlar; Enamel(İnq), Mine, Dentin, Odontoblastlar.