Bevliye…

Üroloji.
Bevliye,
Arapça: bevliyye,
İngilizce: urology,
Fransızca: urologie,
Bevliye, arapça idrar anlamındaki bevl kelimesinden türetilmiştir.
İdrar yolları ve böbrek hastalıkları.
Bu hastalıkların teşhis ve tedavisiyle uğraşan tıp dalı.

Bevliye, kadın ve erkeklerin üriner sistemleri ile erkeklerin üreme sistemlerini inceleyen tıbbi branştır. Tıbbın bu branş dalı hem idrar yollarını ilgilendiren enfeksiyonların tedavisi gibi üriner sistemin cerrahi problemleri dışında kalan rahatsızlıkların tedavisini, hem de idrar yollarını ilgilendiren cerrahi işlemleri bünyesi altında toplar. İdrar yollarını ve üreme sistemini ilgilendiren rahatsızlıkların hepsine birden ürogenital bozukluklar denir.

Ayak başparmağında dış kısma doğru uzanan yumru görünümünde kemik çıkıntısı…

Bünyon,
(Bunyon),
Halluks Valgus,
Başparmak çıkıntısı.
Bunyon, ayak başparmağında dış kısma doğru uzanan yumru görünümünde kemik çıkıntısıdır.
Bunyon, bir eklem çevresindeki kemik veya doku çıkıntısıdır.
Genellikle eklem üzerinde uzun süreli basınçtan dolayı düz durması gereken ayak başparmağı zamanla normal eklem hizasından çıkar ve kemikli bir yumru oluşturur.

Kadınlar dar, sivri uçlu ve kapalı ayakkabıları erkeklere göre daha fazla tercih ettikleri için kadınlarda bünyon daha yaygın görülmektedir. Bunyonun en belirgin özelliği, ayak baş parmağındaki esnekliği kaybettirmesi ve yürürken aşırı ağrıya neden olmasıdır.Bunyonun en belirgin özelliği, ayak baş parmağındaki esnekliği kaybettirmesi ve yürürken aşırı ağrıya neden olmasıdır.

Genelde ağrısız bunyonlarda cerrahi düzeltmeye ihtiyaç duyulmaz. Ağrısız hastalarda bunyon ağrısına uygun ayakkabı, rahat, tam oturan ayakkabılar giymek, etkilenen bölgeye ped uygulamak, parmak arası makaralar, parmak arası silikonlar, kişiye özel tabanlıklarla tedavi sağlanabilir.

Orta kulakta, kulak zarı arkasında gelişebilecek anormal, kanserli olmayan bir cilt büyümesine verilen ad …

Kolesteatom,
İngilizce Cholesteatoma.
Kolesteatom, orta kulakta, kulak zarı arkasında gelişebilecek anormal, kanserli olmayan bir cilt büyümesidir. Kulak kanalını ve kulak zarının dış kısmını kaplayan deri tabakasının orta kulakta bulunmasına kolesteatom adı verilir.

Bir doğum kusuru olabilir, ancak sıklıkla tekrarlanan orta kulak enfeksiyonlarından kaynaklanır. Müzmin orta kulak iltihaplarına bağlı gelişir. Müzmin orta kulak iltihaplarında oluşan kulak zarındaki delikten orta kulağa ilerleyen deri hücreleri bir kese oluşturur. Orta kulaktaki kolesteatom kesesi zamanla genişleyerek çevresindeki kemiklere ve kemiklerin koruduğu yapılara zarar vermeye başlar.

Bir kolesteatom ile ilişkili semptomlar hafif başlar. Kist büyüdükçe daha şiddetli hale gelirler. Başlangıçta, etkilenen kulaktan kötü kokulu bir sıvı gelir. Kist büyüdükçe, kulağın içinde veya arkasında ağrı hissedilir. Büyüyen kistin basıncı, etkilenen kulakta işitme kaybına bile neden olabilir.

Kolesteatomalar doğal olarak kaybolmazlar. Genellikle büyümeye devam ederler. Genel olarak kolesteatomu tedavi etmenin tek yolu cerrahi olarak kist çıkarılmasıdır.

KOLESTEATOM

Küçük bir alan üzerine odaklanmış yoğun ışık kaynağı…

Lazer,
Laser,
Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation – LASER
Fransızca, laser.
İngilizce, laser.
Radyasyonun uyarılmış emisyonu ile ışığın güçlendirilmesi ifadesinin İngilizce kısaltmasıdır.
Çok güçlü pırıltılar oluşturan, değişik alanlarda kullanılan ışık kaynağı.
Küçük bir alan üzerine odaklanmış yoğun ışık kaynağı.
Yırtık, parçalanmış.

Çok yüksek yoğunluğa odaklanabilen ışık enerjisi kaynağıyla medikal ve cerrahi amaçla fokal doku eksizyonu ve koagülasyon olanağı veren alet.
Argon lazer, eksimer lazer, yağ lazer gibi çeşitleri vardır.

Dert, üzüntü, acı…

Yara,
Dert, üzüntü, acı.
Mecaz anlamda, Dert, üzüntü, acı.
Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik.
Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık.
Vücutta işlemekte olan çıban.
Yumuşak dokuları oluşturan ögelerin kesici, yaralayıcı veya bunlara benzer araç veya gereçlerle birbirinden ayrılması.
Genellikle bir dış kuvvete veya cerrahi girişime bağlı, deri veya mukoza bütünlüğünde bozulma.

Yara sözcüğünün diğer anlamları;
İlik,
Düğme deliği.

Aynı anda gelişen iki organizmalardan birinin kendi olanaklarıyla yaşamını sürdürmesine karşın diğerinin ancak eşinin yaşamına bağlı olarak yaşayabildiği canlı topluluğu …

Parabiyoz,
İngilizce, Parabiosis.
Aynı anda gelişen iki organizmalardan birinin kendi olanaklarıyla yaşamını sürdürmesine karşın diğerinin ancak eşinin yaşamına bağlı olarak yaşayabildiği canlı topluluğudur.
Parabiyoz, yanında yaşamak anlamına gelir. Fizyolojiyi incelemek için kullanılan bir laboratuvar tekniğidir. Tek, ortak bir fizyolojik sistem geliştirmek için cerrahi olarak birleştirilen iki canlı organizmayı birleştirir.
İki fetüs’ ün tek organizma oluşturacak şekilde doğuştan birleşik oluşu, parabiyoz.
Bazı yapışık ikizlerde olduğu gibi.
Sinirin gerek uyarılma gerekse uyarıyı iletme yeteneğinin geçici olarak ortadan kaldırılması.
Parabiyoz, cerrahi olarak bir araya getirilen ve tek, ortak fizyolojik sistemler geliştiren iki canlı organizmayı birleştirir.

Parabiyoz, obezite, biyolojik yaşlanma, kök hücre araştırmaları, doku rejenerasyonu, diyabet, organ nakli, tümör biyolojisi ve endokrinoloji gibi alanlarda yapılan çalışmalarda kullanılmaktadır.

1 2