Askerlikte “Yürü” komutu…

Arş,
Marş marş,
Arapça: arş.
Fransızca: marche.
“Yürü” komutu.
Askerlikte “yürü” komutu.
Askerlikte “yürü” anlamında kumanda sözü.
Askere yürümesi için verilen (marş marş) emir.

Arş sözcüğünün halk dilinde başka anlamları:
Gök,
Gökyüzü,
En yüksek gök.
Göğün en yüksek katı.
Kürsü, taht, yüce makam; en yüksek gök.
İslam inanışına göre göğün en yüksek katı.
Feleklerin en üstündeki felek, en üst gök, dokuzuncu gök.
Fevkiyyet, ulviyyet.
Kürsü, taht, yüce makam.
Taht.
Zahir,
Batın,
Evvel,
Çalgılarda kiriş, tel.
Araba oku.
Gölgelik.
Bağ çardağı,
Tavan, çardak, dam, çadır gibi altında gölgelenilecek yer.

Kümes hayvanlarının civcivlikten çıkmış yavrusu…

Ferik,
(Firik),
Piliç,
Dişi piliç.
Dişi hindi.
Dişi keklik.
Küçük, genç tavuk; piliç.
Kümes hayvanlarının civcivlikten çıkmış yavrusu; piliç.
Yumurtlamaya yeni başlayan tavuk.

Civcivin tüylenmesini tamamlayıp kanat çırptığında sınırlı da olsa hafiften havalanabilir hale geldiği, hızlı büyüdüğü, tüylerinin onu korur bir hal aldığı, civcivlikten olgunlaşmış yani yumurtlayabilir bir hal alacağı yarkalık dönemine kadar süren dönemine ferik denir.

Ferik sözcüğünün başka anlamları:
Buğday başaklarının yeni sertleşmeye başladığı zamanki durumu.
Olgunlaşmaya başlayan tahıl ve çerez olarak yenen tahıl kavurgası.
Yaşını göstermeyen, olduğundan genç görünen (kimse).
Tek çekirdekli kuru tane fasulye.
Bir tür gevrek elma; ferik elması.
Genç, taze, körpe.
Genç kız.
Askerlik,
Korgeneral.
Taze fasulye.
Sarı akrep.
Kuma, ortak
İkinci hanım.

Sancak…

Liva,
Mutasarrıflık,
Sancak,
Tuğ bayrak.
İngilizce: scutcheon, starboard side.
Fransızca: panonceau,
Almanca: wappenschild,
Çoğunlukla askeri birliklere verilen yazı işlemeli, kenarları saçaklı ve gönderli bayrak.
Belirti olarak kullanılan, özellikle yazı işlemeli ve kenarları saçaklı bayrak.
Üzerine bir armanın çizili olduğu maden ya da kumaş.

Osmanlı yönetim örgütünde il ile ilçe arasında yer alan yönetim bölgesi.
Osmanlı yönetim teşkilatında ilden küçük, ilçeden büyük olan, bir beyin veya hanedan mensubunun idaresine verilen yönetim birimi; mutasarrıflık, liva.

Sancak sözcüğünün diğer anlamları:
Bayrak.
Geminin sağ yanı.
Gemilerin sağ yanı.
Saç tokası, firkete.
Salıncak.
Çocuk salıncağı.
Çengelli iğne.
Arının iğnesi.
Çapa.

Uygulamalı olarak yapılan askerlik eğitimi…

Talim,
İdman.
Öğretme, belletme.
Öğretim, terbiye,
Alıştırma.
Tedris,
Arapça talim, (ﺗﻌﻠﻴﻢ).
Arapça, bilmek, anlamak, öğrenmek anlamındaki ilm kelimesinden türetilmiştir.
Uygulamalı olarak yapılan askerlik eğitimi.
Ders verme, okutma, öğretim, tedris.
Bir şeyi öğretmek için yapılan düzenli çalışma, alıştırma, egzersiz
Orduda askeri idman uygulama, öğrenim ve eğitim
Öğretmek.
Eğitim, öğretim.
(Bir şeyi birinden) Öğrenmek.
Devamlı aynı şeyi yemek zorunda kalmak
İstenenden daha azıyle yetinmek zorunda kalmak, az bir para karşılığında çalışmak.

1 2 3