Antrakt…

Ara,
Fasıla,
Devre,
Antrakt,
Fransızca: entracte,
İngilizce: intermission, entracte,
Almanca: zwischenspiel,
İtalyanca: intermezzo,
İspanyolca: intermedio.
Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre.
Bir gösteri sırasında perde arasındaki dinlenme zamanı.
Bir oyunda, bir filmde dinlenme süresi, ara.
Sahne sanatlarında iki perde arasındaki fasıla.
Bir sahne oyununda perde arasında, bir filmin gösterimi sırasında filmin yarısında seyircilerin dinlenmesi için verilen kısa ara.
Tiyatro ve benzeri sahne sanatlarında, iki perde arasında geçen zaman, verilen ara.
İki perde (bölüm) arası anlamına gelen Fransızca Entr’ acte sözcüğünden Türkçeye olduğu gibi girmiştir.

Ara sözcüğünün başka anlamları:
Aralık.
İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe.
İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla.
Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi.
Toplu bulunan nesnelerin veya kimselerin içi.
Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları.
Futbol oyununun kırk beşer dakikalık iki devresi arasında verilen on beş dakikalık dinlenme süresi. Basketbol ve voleybolda takımların dinlenmek, taktik almak ve oyun alanlarını değiştirmek için kullandıkları süre.

Esnek…

Elastik,
İngilizce: elastic,
Fransızca: elastique,
Almanca: elastisch,
Japonca: dansei.
Elastiki,
Streç,
Esnek,
Flexible.
Bir dış gücün etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme vb. biçim değişikliklerine uğradıktan sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini alabilme özelliğinde olan; elastik, elastiki, streç.
Değişik yorumlara elverişli.
Görüş ve tutumlarında katı olmayan, esnek.

Esnek kelimesinin başka anlamları:
Anasını emmesin diye oğlağın ağzına bağlanan ağaç.
Hayvanların ısırmaması için burunlarına takılan demir halka.
Hayvanların yayılmamaları için ağızlarına geçirilen torba, sepet.
Hayvanların annelerini emmemeleri için ağızlarına takılan ağaç parçası.
Develer güreşirken ağızlarına geçirilen ipten yapılmış torba.
Azgın develerin ağızlarına takılan kayış ya da demir araç.

Dizgin.
Aralık.
Esneme.
Yatkın, uysal.
Delimsek, delişmen.
Nallanırken azgınlık yapan atların burunlarına kıstırılan ağaç araç.
Hayvanın boğazına bakmak için ikisi dikey, ikisi yatay dört ağaç parçasından merdiven şeklinde yapılan nalbant aracı.
Hasta hayvanın karnının anormal şekilde hızlı hızlı inip kalkması.

Tandırların önünde bulunan hava deliği.
Baş ve işaret parmaklarının açılmasıyle iki parmak ucu arasında kalan uzunluk.
Pehlivanların çene altından parmakları ile birbirlerini boğarcasına yaptıkları oyun.
Dağların sulak yerlerinde olan otluk.
Ağzı açmak için çeneyi bastırmakta kullanılan araç, destek.
Çoban köpeğinin boynuna takılan mahmuzlu, demir halka.

Kara kış…

Zemheri,
Zemherir.
Zamharir.
Kara kış.
Karakış.
22 Aralık – 31 Ocak arasındaki çok soğuk günler, karakış
Kış ortası, kışın en şiddetli zamanı; zemheri.
Kışın en soğuk zamanı, kara kış.
Kışın en soğuk günleri.
Karakış dönümünden, 31 Ocağa kadar olan şiddetli soğuk devresi.
Cehennem’deki soğuk yer, soğuk cehennem.
Zemheri, şiddetli soğuk devresi.
Karakış. 22 Aralık’ tan 31 Ocak’a kadar olan şiddetli kış dönemi.
Şiddetli ve yakıcı soğuk.

Zemheri zürefası:
Kışın ince giysi ile gezenler için söylenir.

1 2