Kısa ve iki yanı keskin, düz kılıç…

Palyoş,
Macarca: pallos,
Bulgarca: pales,
Sırpça: paloš,
Çekçe: palaş,
Almanca: pallasch,
İtalyanca: paloscio,
Fransızca: palache,
İngilizce: palache.
Kısa ve iki yanı keskin, düz kılıç.
İki yanı keskin kısa kılıç, kasatura, şiş.
Kısa ve iki yanı keskin kılıç, kasatura.
Kısa ve iki tarafı keskin düz kılıç veya şiş şeklinde kasatura.

Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükumetçe önceden denetlenmesi işi, sıkı denetim…

Sansür,
Sıkı denetim.
Kısıtlama,
Tsenzura,
Fransızca: censure.
İngilizce: censur,
Almanca: zensur
Rusça: tsenzura
Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükumetçe önceden denetlenmesi işi, sıkı denetim.
Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin yayınının ve gösterilmesinin izne bağlı olması.
Basın, yayın ve haberleşme ile sinema ve kitap yapıtlarının hükümetçe önceden denetlenmesi ya da kısıtlanması işi.
Mevcut iktidar ilişkilerine veya sosyo-kültürel dengelere zarar vereceği düşünülen her türlü yazılı, sözlü veya görüntüsel iletişimin denetim altına alınması durumu.

Osmanlı devletinde padişah öldüğünde tahta geçecek oğlunun devlet yönetimindeki etkili gruplarca kabul edilip onaylanması …

Biat,
Beyat,
Arapça: biat,
Bir kimsenin egemenliğini tanıma.
Bağlılığını, itimadını bildirmek.
Birisinin hakemliğini veya hükümdarlığını kabul etmek.
Osmanlı devletinde padişah öldüğünde tahta geçecek oğlunun devlet yönetimindeki etkili gruplarca kabul edilip onaylanması.
İslam ve Türk devletlerinde halifenin ya da hükümdarın elini eteğini tahtının kenarını öpmek suretiyle halifelere ve devlet başkanlarına yapılan bir tören haline gelmiştir.

Belirli ölçülere, yasaya, kullanıma uygun olan…

Ölçünlü,
Norm,
Tek tip,
Tek biçim,
Ölçün,
Kriter,
Standart,
İngilizce: standard,
Fransızca: standard, étalon,
Almanca: standard, bezugsnormal
Japonca: genki, hyozyun.
Belirli ölçülere, yasaya, kullanıma uygun olan.
Sayısal ya da felsefi olarak anlatılan eğitim ereği, amacı ya da ölçütü.
Eğitimde ulaşılmak istenilen amaç ya da düzey.
Aygıtların ve çözeltilerin ayarlanmasında ya da kimi hesaplamaların yürütülmesinde temel seçilen ölçü.
Yetkili bir kurumca, nitelik nicelik, ağırlık, değer vb. için saptanmış ayırıcı ve belirleyici ölçü.
Bir ölçmeyi, karşılaştırmayı yapmaya yarayan belirli nesne.
Ölçülebilir nicelikler için belirli boyutlarda seçilen bir örnek,
Bir istatistiksel ortalama biçiminde sayısal olarak veya bir mükemmellik düşüncesi biçiminde felsefi olarak belirtilen eğitim amacı, ereği veya ölçütü.
Yargılanmaya, veya değerlendirilmeye esas olan alınabilen belirli ölçüt, miktar, biçim.
Bir işin yapılmasında, tarafların katılımı ve işbirliğiyle belirlenmiş kurallar, standart.

Belli bir tipe göre yapılmış veya ayrılmış; ölçün, ölçünlü, tek biçim, tek tip.
Örnek veya temel olarak alınabilen, ölçün, ölçünlü.
Bir işletmede, bir ürünü, bir çalışma yöntemini, üretilecek miktarı, bütçenin para miktarını belirlemek için konulmuş kural.

1 2 3 4 5 1.802