Sekreter…

Yazman,
Katip,
Sekreter,
Secretary.
Fransızca: secretaire.
İngilizce: secretary, amanuensis.
Resmi dairelerde, büro, yazıhane gibi yerlerde daktilo, steno vb. yazışma, haberleşme işlerini düzenleyen memur, katip.
Özel veya kamu kuruluşlarında belli bir makama, kişiye yardımcı olmak amacıyla haberleşmeyi sağlayan, yazışma yapabilen görevli.

Özel kuruluşlarda veya kamu kuruluşlarında yönetim ve yazışmalardan sorumlu kimse.
Bir yöneticinin işle ilgili günlük notlarını, haberleşmelerini, yazışmalarını vb. düzenleyen kimse.
Gazetelerde sayfa düzenlemesini yapan kimse.
Basında sayfa düzenlemesini yapan gazeteci.

Gemici düdüğü…

Sipsi,
Eski Türkçe: sıbızgu, sıbuzgu.
İngilizce: reed, reed-stop.
Fransızca: roseau.
Gemici düdüğü.
Düdük, boru.
Madenden yapılmış düdük.
Ağaç dallarından yapılan düdük.
Zurnanın dudaklara gelen kamış bölümü.
Zurnanın çalınmak için ağıza alınan kamış kısmı.

Söğüt dalından yapılan düdük.
Çocukların yaptığı dilli düdük.
Talim yapılırken çalınan ıslık.

Sipsi sözcüğünün halk dilinde başka anlamları:
Yüzü uzun, kafası sivrice kimse.
Soğanın tohum taşıyan bölümü.
İlkbaharda sular içinde yetişen bir bitki.
Kedi, pisi.
Sigara (argo).
Huni.
Sivri uçlu çakı.
Kuş tutmak için kullanılan tuzakta, üstünde kurt, tırtıl bulunan 15-25 cm. boyunda ince çubuk.
Marpuçun ucuna takılan, dumanın içinden çekildiği küçük ağızlık.
Nargilede marpuçun ucuna takılan, dumanın içinden çekildiği küçük ağızlık.

Durmadan, sürekli olarak…

Muttasıl,
Eski dilde, muttasal.
Biteviye,
Tekdüze.
Yeknesak,
Monoton.
Bitişik.
Devamlı,
Fasılasız.
Hiç durmadan.
Ara vermeden.
Durmadan, sürekli olarak, muttasıl.
Yan yana bulunan, bitişik durumda olan.
Ara vermeksizin, devamlı olarak, aralıksız, biteviye.
Hiç durmaksızın, ara vermeksizin, sürekli olarak, boyuna.
Aralıksız ve yan yana olan, bitişmiş durumda bulunan, bitişik.
Bitişik, yan yana olan.
İttisal eden, ulaşan, kavuşan.

Karşıtı: Munfasıl.

1 3 4 5 6 7 1.827