Gelenekçi ve tutucu Yahudilikte, kocasının öldüğüne ilişkin kanıtlar yasalarca yeterli olmadığı için yeniden evlenemeyen dul kadın…

Aguna,
Yahudilikte aguna sözcüğünün anlamı; demir atmış kadın demektir.
Gelenekçi ve tutucu Yahudilikte, kocasının öldüğüne ilişkin kanıtlar yasalarca yeterli olmadığı için yeniden evlenemeyen dul kadın.

Geleneksel olarak kocası kaçan veya her ne sebeple olursa olsun nerede olduğu bilinmeyen kadın aguna kabul edilmektedir. Tekrar evlenmesine izin verilmez. Geleneksel Yahudilikte sadece koca boşanma işlemini başlatabilirdi. Yahudi kanunları boşanmaya izin verir. Yahudilikte bir çiftin boşanabilmesi için kadının kocasından boşanma belgesi get alması gerekiyor. Boşanma işleminin sonunda koca get belgesini kadına veya temsilcisine verir. Boşanma davası kadın tarafından da açılabilir. Boşanma davası açabilmek için kocanın çeşitli yükümlülüklerinden bazılarını yerine getirmemesi gerekir. Yahudilik, fiziksel veya psikolojik zarar gören kadına boşanma hakkı verir.

Yahudilikte evlilik, Tanrı’ nın müdahil olduğu bir erkek ile bir kadın arasında yapılan birleşme anlaşmasının belgelenmesidir. Evliliğin tek koşulu çocuk yapmak olmamasına rağmen bu emrin yerine getirilmesi beklenir. Esas kadın ile erkeğin ilişkisidir. Ruhani anlamda evlilik, kadın ile erkeğin ruhlarının bir bütün olmasıdır. Karı ile koca arasında düzenli bir cinsel ilişki yaşanması beklenir. Yahudi geleneğinde cinsel ilişki, kocanın karısına sunma yükümlülüğü olan bir hizmettir. Bu yükümlülüğe onah denir. Cinsel ilişkiye girme tamamiyle kadının isteğine bırakılmalıdır.

Küçük bir alan üzerine odaklanmış yoğun ışık kaynağı…

Lazer,
Laser,
Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation – LASER
Fransızca, laser.
İngilizce, laser.
Radyasyonun uyarılmış emisyonu ile ışığın güçlendirilmesi ifadesinin İngilizce kısaltmasıdır.
Çok güçlü pırıltılar oluşturan, değişik alanlarda kullanılan ışık kaynağı.
Küçük bir alan üzerine odaklanmış yoğun ışık kaynağı.
Yırtık, parçalanmış.

Çok yüksek yoğunluğa odaklanabilen ışık enerjisi kaynağıyla medikal ve cerrahi amaçla fokal doku eksizyonu ve koagülasyon olanağı veren alet.
Argon lazer, eksimer lazer, yağ lazer gibi çeşitleri vardır.

Bir şeyin ilk kez yetiştiği, göründüğü yer…

Anavatan,
Ana Vatan,
Ana yurt.
İngilizce, homeland
Fransızca, patrie
Rusça, rodina.
Bir şeyin ilk kez yetiştiği, göründüğü yer.
Bir milletin ecdadının yerleşmiş, yaşamış veya bir devlet kurmuş olduğu ilk toprak parçası, ana yurt.
Uzun zaman çizgisi boyunca çeşitli coğrafyalarda yaşamış bir milletin bir devlet olarak üzerinde yaşamakta olduğu toprak parçası.

Canan Tan’ın bir kitabı …

Sol Ayağımın Başparmağı,
Canan Tan;
(D. 1951 Ankara) Türk yazar.
Canan Tan 1951 yılında Ankara’ da doğdu. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden mezun oldu. Değişik edebiyat türlerindeki yarışmalarda derece ve ödül aldı. İzmir, Yeni Asır Gazetesi’ nde köşe yazarlığı yaptı. Milliyet Pazar’ da, güncel olayları esprili bir dille yorumlayan yazıları yayımlandı. Mimoza dergisinde Çuvaldız, Kazete adlı kadın gazetesinde Kazete-Mazete adlı köşelerde yazdı.

-Kelebek (Hürriyet) Gazetesi’nin Senaryo Yarışması’nda Birincilik Ödülü /1979
– 1. Ulusal Nasrettin Hoca Gülmece Öykü Yarışması’nda 1. Mansiyon /1988
– İnkılap Kitabevi, Aziz Nesin Türkiye’de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanı
– BU Yayınevi’ nin Çocuk Öyküleri Yarışması’nda 1. Mansiyon / 1997
– Rıfat Ilgaz Gülmece Öykü Yarışması’nda Birincilik Ödülü, Sol Ayağımın Başparmağı /1997
– İzmir Büyükşehir Belediyesi Çocuk Romanları Ödülü, Sokaklardan Bir Ali /1997
– İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce verilen Cumhuriyetin 75. Yılı Çocuk Öyküleri Ödülü /1998
– 10. Orhon Murat Arıburnu Ödülleri’ nde, uzun metrajlı film öyküsü, Birincilik Ödülü

Eserleri;
Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!, Ah Şu Uzaylılar, Aşkın Sanal Halleri,
Aliş Okula Başlıyor, Aliş ile Maviş Hayvanat Bahçesinde, Aliş’e Kardeş Geliyor,
Aliş Sünnet Oluyor, Maviş de Gelin,
Anneannem İnternette & Mizah Öyküleri, Arkadaşım Pasta Panda,
Başıbozuk Sevdalar,
Benim Adım Can Kedimin Adı Cancan, Beşiktaşım Sen Çok Yaşa!, Beyaz Evin Gizemi,
Çikolata Kaplı Hüzünler,
En Son Yürekler Ölür, Eroinle Dans,
Fanatik Galatasaraylı,
Hasret,
Issız Erkekler Korosu, Issız Kadınlar Sokağı,
İster Mor İster Mavi, İz,
Kelepçe,
Oğlum Nasıl Fenerbahçeli Oldu?
Önce Sen Vardın.
Pembe ve Yusuf, Piraye,
Sevgi Dolu Bir Yürek, Sevgi Yolu, Sızı, Sokakların Prensesi Şima,
Şiirce,
Sol Ayağımın Baş Parmağı, Sokaklardan Bir Ali, Söylenmemiş Şarkılar,
Türkiye Benimle Gurur Duyuyor,
Uzay Kampı Maceraları,
Yolum Düştü Amerika’ya, Yüreğim Seni Çok Sevdi.

Metin Erksan’ın yaptığı 1972 yapımı uzun metrajlı filmi…

Süreyya,
Alev Koral, Arap Celal (Yonat), Aydın Haberdar, Cüneyt Gökçer, Emel Sayın, Engin Çağlar, Erol Yeşilyaprak, Hayati Hamzaoğlu, Gülen Kıpçak, Muazzez Kurdoğlu, Hulki Saner, Jeyan Mahfi, Metin Erksan, Nazan Adalı, Oktay Yavuz, Osman Han, Sadettin Erbil, Sönmez Yıkılmaz, Sütçü Asım, Hayri Esen.

Tiyatro tarihimizde yer edinen Cüneyt Gökçer‘in, kızlarını sefalet çukuruna düşmemeleri için varlıklı erkeklerle evlendirmek isteyen baba portresi çizdiği, Joseph Stein‘in aynı adlı eserinden uyarlanmış Damdaki Kemancı (1972) filminin bir sahnesinde Sütçü Asım‘ı (Cüneyt Gökçer) kızı Reyhan’ın (Ayten Gökçer) yakarışlarına dayanamazken görürüz. Saadeti sevdalandığı fukara adamda bulan Reyhan’a ne yapalım, rahat yüzü görmek alın yazımızda yokmuş diyerek destek olan Asım’ın tutumunu saygıyla karşılarken, Damdaki Kemancı ile aynı yıl çekilen Süreyya’ da astığım astık, kestiğim kestik halleriyle çevresine korku salan Cüneyt Gökçer‘ in yani Hakkı Bey’ in karşısında adeta içtimaya geçeriz.

Metin Erksan, sinema tarihimizin en aykırı şahsiyetlerinden biridir. Yılanların Öcü (1962), Susuz Yaz (1963) ve Kuyu (1968) filmlerinde bir üçlemeyle betimlenen mülkiyet teması toprak, su ve kadın kavramları üzerinden güçlü sinema diliyle kabukları kırar. Fatma’ nın (Nil Göncü), Osman’ a (Hayati Hamzaoğlu) rıza göstermemesi, kadına şiddet konusunda sinema tarihimizden çıkabilecek en sağlam verilerdendir. İşte aynı Metin Erksan, Kuyu’ dan dört yıl sonra Süreyya filminde Hulki Saner‘in kanatları altında, piyasanın koşullarına uygun, aklınıza gelebilecek pek çok klişeye başvuran yöntem tercih etse de yine mülkiyetten dem vurmaktadır.

Saydam veya dönük vernik …

Sır,
Saydam veya dönük vernik.
Arapça sirr, sır, (ﺳﺮّ)
İngilizce, Glaze,
Fransızca, Glaçure,
Almanca, Glasur,
Yapısı kimyasal olarak cama benzeyen, camsı yüzey örtü.
Bazı nesnelere parlaklık vermek, dış etkilerden korumak, sızmalarını önlemek gibi amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik.
Bazı malzemeleri korumak, yüzüne parlaklık kazandırmak için kullanılan ve ısıtılıp eritildiğinde sıvanabilme özelliği kazanabilen madde.
Çanak, çömlek, testi, küp gibi toprak kaplara parlaklık vermek, dış etkilerden korumak, sızıntıları önlemek gibi amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik.
Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka.
Aynanın arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince metal tabaka.

Sır kelimesinin başka anlamları;
Cila,
Hafif esen dondurucu yel.
Tanrı.
Sığır.
Sır,
Gizlilik.
Gizli hakikat.
Bilinmesi, duyulması, açığa vurulması istenmeyen, gizli tutulan şey.
Sıvıların üstünde oluşan ince katman (Kars ve yörelerinde)
Göl, dere vb. suların yüzeyinde oluşan ince buz katmanı.
Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey.
Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem
Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, deneyim ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı.
Bir amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntem.
Gizli gerçek, gizem.
Şiddetli ateş veya soğuk.
El ayasında ve alında olan hatlar.
Cima etmek.
Zikir.

1 498 499 500 501 502 1.717