Cin,
Kot,
Jean,
İngilize: jean, gin.
Fransıza: jeans,
Rusça: cinn (zloy)duⱨ.
Arapça: cinn.
Pamuklu, kalın kumaştan giysi ya da pantolon.
(Cenova şehrinin adından) Pamuklu kalın kumaştan yapılmış pantolon.
Cin sözüğünün başka anlamları:
Cin:
Buğday, yulaf, arpa gibi tahılların damıtılmasıyle elde edilen bir çeşit içki. Kokusu ardıç vb. bitkilerle sağlandığı için ardıç rakısı da denir.
Buğday, arpa, yulaf vb.nden elde edilen ve ardıçla kokulandırılan bir alkollü içki türü; ardıç rakısı.
Bir tür ufak taneli mısır, cin darısı.
İnsanlar tarafından görülmeyip çeşitli biçimlere girerek ancak kendileriyle ilgi kuranlara veya istedikleri kimselere göründüklerine ve olağanüstü sayılan bazı işleri yapacak güce sahip bulunduklarına inanılan gizli yaratıklara verilen isim, ecinni.
Dini inanışa göre duyularla kavranamayan, insanlar gibi irade ve anlama yeteneğine sahip, ilahi emirlere uymakla yükümlü tutulan yaratık.
Masallarda göze görünmeyen, türlü biçimlere girebilen, iyilik de kötülük de yapabilen yaratık, ecinni.
Akıllı, zeki.
Akıllı, zeki, uyanık kimse.
Çok anlayışlı, çok kurnaz, zeki.
(Çocuk için) Huysuzluk, yaramazlık etmek.
En son, yüksek nokta,
Küçücük, minimini.
Tavla zarı.
Okka.
İdare lambası.
Salyangoz.
Kuvvetli (kimse).
En, pek, tam.
Gölge oyunu’nda doğadışı bir figür.