Çirozluktan sonra yağlanmaya başlayan uskumru ..
Lipari,
Uskumru balığına yağlıyken verilen isim.
Çiroz,
Uskumru,
Scomber scombrus Linnaeus,
Atlantik ve Akdeniz’de yaşar. Marmara ve Karadeniz’e göç ederler.
Uzunluğu 20-25 cm’dir. Mavimtrak, madeni parlak sırtı, az kıvrımlı siyah çizgilidir.
Uskumruların sahip oldukları boy ve ağırlık grubuna göre verilen farklı isimleri;
1 -Uskumru vonozu (5-15 cm.),
2 -Uskumru (15-35 cm),
3 -Lipari (35 cm ve üzeri),
Göçmen bir balık olan uskumru kırmızı etli , orta sularda yaşayan , yağlı olduğu dönemlerde harika ızgarası olan çokça tüketilen ve ekonomik değeri olan Pelajik bir deniz balığıdır. Bu balık yaz aylarını Karadeniz de av yasağının olduğu bu dönemde rahatlıkla gönlünce yaşayarak geçirir. Ekim ayından sonra Marmara denizi’ ne göç eden ve kış aylarını burada üreyerek geçiren aynı zamanda da Uskumrugiller familyasına adını vermiş olan bu hassas ve sakin balığın ekonomik değeride çok yüksektir. Sırt tarafında açık veya koyu yeşil, mavi, çizgiler bulunmaktadır. Karın tarafı ise beyaz renktedir. Gözleri kolyoza göre daha ufak olup ortalama ağırlığı ise 125 gram civarındadır.
Uskumru bir göç balığı olduğundan dolayı, Çanakkale’den Ege ve Akdeniz’e göç ederler, her nedense buradan tekrardan Marmara Denizi’ne geri gelmezler. Bu bölgelerde avlanma az olduğundan dolayı uskumrunun boyu 60 cm.olduğu görülmüştür. Denizlerimizde 25 cm.’ ye kadar büyüyebilen bu balık avlanmanın daha doğrusu gırgır motorlarının az olduğu ve teknolojinin, balık bulucu cihazların olmadığı dönemlerde 1973 yılında avlanan onlarca ton uskumrunun boy uzunluğunun 50cm. olduğu tesbit edilmiştir.
Geçen zaman içerisinde bu harika vücutlu füze formatındaki balık, hesapsızca avlanma neticesinde yok edilmiştir. Şimdilerde adet ölçüsünde Sivri adası ve Silivri etrafında tek tük avlanmakta olan bu balıklar , 13 kilo alabilen tahta kasalarla nakledilmektedirler.
Ayrıca, Uskumru çaparisi denilen kırçıllı hindi tüyünden yapılmış çaparilerle de çok iyi avlanırlar.
Uskumru balığı yazın Karadeniz de yakalandığından dolayı yağlı olması nedeniyle Çiroz yapılmaktadır.
Başka bir ifade ile balık iyice temizlendikten sonra, çamaşır gibi kuyruklarından iplere asılarak güneş altında kurutulmaktadır. 1380 sayılı Su ürünleri kanununun 2/1 nolu sirkülerinde ki 15. maddesinde de belirtildiği gibi bu balığın avlanması için minimum boy uzunluğu: 20cm. dir. Bunun altında avlanması kesinlikle yasaklanmıştır.
Uskumru balığı Denizlerimizin haricinde Japonyada, Kuzey denizlerinde ve Kuzey Amerika sahillerindede yaşamını sürdürmektedir.
Uskumru balığının ilk avlandığı dönemlerde Karadeniz de, boyu çok küçük olduğundan dolayı adına Lipari denmiştir. Bu balığın, yağlı dönemlerinde ızgarası, ardından tavası, buğulaması ve fırında kağıt kebabı yapılmaktadır.
Uskumrular, her yıl soğukların başlamasıyle büyük sürüler hâlinde Kasım sonunda ve bilhassa Aralık başında kışlamak için Marmara’ya akın etmeye başlarlar. Ocak sonunda son sürüler de Boğaz’dan Marmara’ya ulaşır.
Bu dönemde avlananların eti yağlı olduğundan ızgarası makbuldür. Mayıs sonunda veya Haziran başında Marmara’nın yüzey sularında her dişi yarım milyon kadar yumurta bıraktıktan sonra beslenmek için Karadeniz’e geçerler. Bir hafta içinde yavrular yumurtadan çıkar, en son kalan sürüyle Karadeniz’e geçerler. Bu küçük bireylere mavrika adı verilir. Yumurtlama döneminden sonra avlananlar zayıf olduklarından çiroz adını alırlar. Bunlar kurutularak yenir. Marmara veAkdeniz’den en son dönen uskumru sürüleri ağustosta Karadeniz’e ulaşırlar. Besin bakımından zengin olan Karadeniz’de yağlandıktan sonra, sonbahar sonunda Boğaz’dan tekrar akmaya başlarlar.
Uskumrunun beyaz eti lezzetli ve makbuldür. Uskumru kolyoz’ a çok benzer. Bu iki balık çoğu defa karıştırılır. Uskumrunun fiyatı pahalı olup, tadı kolyozdan üstündür. Bu sebeple balık pazarlarında bilmeyenlere kolyoz, uskumru diye satılır. Kolyoz iri gözlüdür. Rengi daha mattır. Karın tarafında yuvarlağımsı koyu lekeler bulunur. Başın üst kısmında şeffaf kemiksi bir saha mevcuttur. Bu kısma dikkat edildiği taktirde hayvanın beyninin bir kısmını görmek mümkündür. Ayrıca kolyoz’un yüzme kesesi bulunduğu hâlde uskumru da bu özellikler yoktur.