Sarık…
Destar,
Sarık,
Farsça, دستار
Suvluk,
Salde,
Mişvaz,
Pansuman,
Sargı,
Sarık,
Arapça, İmame.
Farsça, Destar.
Pamuklu veya ipek kumaştan yapılmış, doğrudan başa, fes, kavuk gibi bir başlığın üzerine sarılan kumaştan baş örtüsü.
Sih ve müslüman toplumlarında, genellikle Asya ülkelerinde yaygındır.
Türkçede sarık dendiğinde özel olarak Osmanlı’da kullanılan, fes veya kavuk üzerine sarılan sarık türü kastedilir.
Sarık pek çok Avrupa dilinde turban olarak anılır.
Bu kelimenin kökeni Farsça dulband sözcüğüne dayanır.
Türkçeye tülbent olarak geçen kelime Fransızcaya turban olarak geçmiştir.
Fransızcadan Türkçeye geçen türban kelimesi ise Türkçede kadın başörtüsü anlamında kullanılır.
Kavuk,
Külah,
Takke ve fes gibi bir başlıkla üzerine sarılmış ince uzun tülbent, ağbani veya şaldan meydana gelir.
Başı aşırı sıcaklıktan koruma ve vücut ısısını muhafaza etme özelliği sebebiyle gündüzleri sıcak, geceleri soğuk olan karasal iklimin hüküm sürdüğü çöl ülkeleriyle Hindistan’da yaygındır.
Sarığın Arapça’da pek çok adı bulunmakta, bunlar arasından daha ziyade imame (Farsça ve Türkçe’de amame) kelimesi kullanılmaktadır.
Hz. Peygamber Mekke’nin fethi sırasında siyah sarık (imame sevda) giymiştir.
Başa giyilen kavuk, sikke, külah, börk, fes ve başka serpuşlar üzerine sarılan tülbent, ağbani, şal gibi kumaş ve bezler. (Sarık sarılış biçimine göre burma, silme, dardağan, dolama, örfi, şekeraviz, kafesi gibi adlar alır.
Başlık Üzerine Sarılan Sarık, Amane,