Adını Bergama kentinden alan ve yazı yazmakta ya da cilt yapmakta kullanılan deri …
Parşömen,
Parchment,
Pergamena,
Tirşe,
Parşömen üzerine yazılan yazılar okunduğunda gözü yormaması gibi özelliğe sahiptir. Yırtılmaması, alev almaması, dayanıklılığı, hat ve tezhip sanatına uygunluğu ayrıca belli başlı özellikleridir.
Mısır Kralı, Anadolu’ya papirüs ihracatını yasaklamış. Dünyaca ünlü Bergama kütüphanesi, kağıtsız kalmış. Bergama Kralı II. Eumenes, papirüsün yerini tutabilecek yeni bir malzeme yapılmasını ve yapanı ödüllendireceğini söylemiş. Bergama Kütüphanesi Müdürü Krates, oğlak derilerini işleyerek, yazılabilecek duruma getirmiş. Elde ettiği malzemeyi krala sunmuş. Krates’in yardımcısı İrodikos’un derileri daha ince bölümlere ayırıp istenildiği gibi kullanılacak duruma getirmiş. Ortaya çıkan örneğe Bergama kağıdı “Charta Pergamena” adı verilmiş. İlk kez Bergama’da yapıldığı için pergamana adı verildi.
M.Ö. 197- 159 yılları arasına rastlayan ve en iyi kalitede parşömen üretim yöntemleri geliştirilmesine vesile olan bu olaydan sonra, Bergama merkez olmak üzere tüm Ege Denizi çevresindeki elyazması üretimi de katlanarak artmış. M.S. IV. yüzyıla kadar Avrupa, Asya ve Afrika’da papirüs ve parşömen birlikte kullanılmış.
Koyun, keçi, dana, domuz, antilop, oğlak derisinden yapılırdı. Oldukça uzun işlemleri gerektiren parşömenin yapımına, özel bir makasla derinin iç yüzündeki et parçaları kesilerek başlanır. Daha sonra bu kısım üzerine kireç sürülür, dış yüzü de kuru olarak ponza taşıyla ovulur ve nişastadan yapılan ince bir zamk tabakası sürülerek cilalanır. Sanayide de tutkalsız kağıt üzerine önce seyreltik sülfürik asit, ardından amonyaklı bir çözelti etki ettirilerek bitkisel parşömen hazırlanır.
Sonraları Avrupa’da paçavradan yapılan kağıdın kullanılmaya başlanması ve matbaanın keşfi ile parşömen önemini yitirmiş. Pahalı bir yazı gereci olduğu için de papirüs kadar yaygınlaşmamış.