Şiir ve öykülerinin yanısıra, “Acı Tütün”, “Viran Dağlar” gibi romanlarıyla da tanınmış yazarımız…

Necati Cumali,
Necati Cumalı (1921 – 2001)
Avukat, Şair, Yazar.

Yunanistan’ın Manasdır eyaletinin, (Florina) Cuma kazasında 1921 yılında doğmuş ve 1923 yılında ailesi ile birlikte Türkiye’ye göç ederek İzmir’in Urla ilçesine yerleşmiştir. Lise öğrenimini İzmir’de yüksek öğrenimini ise Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde görmüştür. 1941 yılında Avukat olmuş ve Ankara’da çeşitli kamu kuruluşlarında (TMO, DGS) görev yapmıştır. İzmir’ de avukatlık ve memurluk yapmıştır. Ulus gazetesi, Varlık ve Ülkü gibi dergilerde yazmıştır. Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği Basın Ataşeliği’nde de çalışmıştır. İstanbul Radyosunda görev yapmış ve sonraki yıllarda roman ve oyun yazarlığı yaparak hayatını kazanmıştır. Ankara’da Cahit Sıtkı Tarancı ile aynı evi paylaştığı biliniyor. 1949 yılında sahnelenen Boş Beşik adlı oyunu ile sanat dünyasında parlamıştır. 2001 yılında karaciğer kanserinden İstanbul’da hayata veda etmiştir.

Eserleri;
Kızılçullu Yolu (1943, ilk kitabı).
Acı Tütün (1974),
Viran Dağlar,
Yalnız Kadın
Değişik Gözle
Susuz Yaz (1962 )
Ay Büyürken Uyuyamam
Kente İnen Kaplanlar
Güzel Aydınlık
Güneş Çizgisi
Tütün Zamanı (Zeliş)
Yağmurlar ve Topraklar
Aşk da Gezer
Yeşil Bir At Sırtında (Deneme).
Ceylan Ağıdı
Aç Güneş

Aldığı Ödüller;
Sait Faik Hikaye Armağanı-1957 Değişik Gözle,
Türk Dili Kurumu Şiir Ödülü-1969 Yağmurlu Deniz,
Yeditepe Şiir Ödülü-1984 Bütün Şiirleri I,

At ya da deve yavrusu …

Taylak.
Halk dilinde.
At veya Deve yavrusu.
At ya da deve yavrusu.
Yeni doğmuş at yavrusu.
Biniye gelmiş iki yaşında at yavrusu.
Bir yaşında at yavrusu.
Dört yaşında at.
Binilmeye alıştırılmamış at.
Çok güçlü ve iri hayvan.

Deve yavrusu.
Üç ya da dört aylık tavşan yavrusu.
Henüz yük vurulmamış genç deve.

Esasen Deve yavrusuna, köşek denir. Köşek 1 yaşına kadar olan yavrudur.
Kürük kelimesi de bazı yörelerde kullanılır. Ayrıca deve yavrusu anlamında şütürpeçe denir. Başkaca Deve yavrusuna, Buduk, Çal, Dorum, Köşek, Potuk, Potlak, Torok gibi adlarda yörelere göre verilmektedir.

Üç yaşına kadar olan at yavrusuna Tay denir. Vezirköprü-Samsun yöresinde Taya Tilak adı verilir. Bir yaşına kadar olan yavru atlara kulun denir.

Ayrıca halk dilinde bazı yörelerde Ergenlik çağına girmiş kızlar için de Taylak kelimesi kullanılır. Ayrıca yaramaz çocuklara da taylak denir.

http://www.bulmacabul.com/2011/08/halk-dilinde-taya-verilen-ad.html
http://www.bulmacabul.com/2009/04/deve-yavrusuna-verilen-ad.html?q=deve

Demagoji, laf cambazlığı …

 

Mugalata,
Eski dilde Mugalata.
Osmanlıca mugalâta.
Mugalata (Arapça, مغالطه ). Yanıltmaca.
Yanıltmaca.
Laf cambazlığı,
Yanıltmaca.
Safsata.

Demagoji, (Fr. démagogie).
Osmanlıca mugalata.

Hatalı ve yanlış söz. Bir toplumun veya bireylerinin duygularını okşayarak, coşturarak, gerçek dışı sözler yani yalan söyleyerek, onları kazanmak için yürütülen faaliyete Demagoji yapmak denir.

Arapça Galat kelimesinden türetilmiştir. Karşısındakini yanıltmak için söz söylemek anlamındadır.

Doğruya benzer yanlış sözler.

Küçük bir eğreltiotu cinsi …

Gazeldili,
Geyikdili, (Puci nena).
Danadili,
Karkaz ayağı,
Çıbarca, (Bir çeşit Eğrelti otu).
Kartal eğreltisi,
Venüs saçı,
Erkek eğreltiotu, (tıpta kullanılır).
Kaya eğreltisi.

Eğrelti otu, Pteridium.
Süs bitkisi olarak yetiştirilir. Ayrıca gübre olarak kullanılır. Eğreltiotunun yaprakları çok parçalı ve ince uzundur. Tenya eğrelti otu, Kene otu Kurt eğreltisi gibi çeşitleri de vardır.

Erkek eğreltiotu (Driopterix filix mas) türü iri yeşil demetler halinde bulunur. Gövdesiz, kökten çıkan 10-15 adet yelpaze şeklinde yaprakları vardır. Eğrelti otları killi, silisli ve humuslu toprakları sever. Boyu 60-120 cm arasında değişir. Sporlarla çoğalır. Kökü kalındır. Bazı hastalıkların tedavisinde kullanılır.

Eski Yunan mimarlığında müzik ve tiyatro gösterilerinin sunulduğu yapı …

Odeon,
Eski Yunan mimarlığında müzik ve tiyatro gösterilerinin sunulduğu yapı.

Antik mimarlıkta içinde müzik dinlemek, resmi toplantılar yapmak için kullanılan küçük tiyatro biçimindeki yapıdır. Yunan uygarlığının ilk şehirleri, yöneticilerin oturduğu Akropol adı verilen ve yüksek bir tepeye kurulmuş, etrafı kalın ve yüksek surlarla çevrilmiş yapıların bulunduğu şehirlerdir.

Bu şehirler bir birini paralel ve dik kesen caddelerden oluşan ızgara planına sahip olup içerisinde spor karşılaşmalarının yapıldığı Stadium, gençlerin düşünsel ve bedensel yönden eğitildikleri, öğrenim gördükleri ve spor yaptıkları Gymnasium salonları, Odeon adı verilen konser salonları, Bulevterion adı verilen meclis toplantı salonu, agora adı verilen pazar yerleri ile Nimfeum denilen heykellerle bezenmiş nişli anıtsal çeşmelerden oluşmuş şehirlerdir. Anadolu’da kurulan kentler. Efes, Milet, Priene, Bergama, Didim ve Assos olmuştur. Şehirlerde Tanrının evi olan tapınaklarda inşaa edilmiştir. Anadolu’da, bu tapınaklara Assos’taki Athena tapınağı örnek gösterilebilir.

1 2 3 4