Yapay tatlandıcı olarak kullanılan bir madde …

Aspartam,
Kimyasal adı; N-(L-α-Aspartyl)-L-fenilalanine, 1-metil ester.

Kimyasal formülü aspartil-fenilalanin-1-metil ester olan bir tatlandırıcıdır. Kimyasal olarak aspartat ve fenil alanin aminoasitlerinden oluşmuş bir dipeptidin metil esteridir. Çay şekerinden 180 kat daha tatlıdır.

İlk kez James M. Schlatter tarafından 1965 yılında keşfedilmiş, ABD’de 1974’te kullanımının onaylanmasından sonra uzun süre güvenilirliği tartışma konusu olmuştur. Aspartam kullanım güvenliği açısından ciddi tartışmalara neden olmuş, yapılan araştırmalarda bir zararlı olduğuna dair bir kanıt bulunamamıştır. Avrupa Birliği’nde gıda katkı maddesi olarak E951 kod adını almıştır.

Fenilketonüri hastaları fenilalanini metabolize edemedikleri için bu amino asitten fazla almamaları gerekir. Aspartam vücutta fenilalanine dönüştüğü için fenilketonüri hastalarının günlük fenilalanin tüketimleri ile aspartam türketimlerini birlikte değerlendirmeleri gerekir. Bu yüzden aspartam içeren gıdaların üzerinde fenilketonuri hastalarına yönelik bir uyarı yazısı olur.

Tatlılık dendiğinde akla ilk başta şeker gelir. Tatlandırıcılar, kalorinin küçük bir parçası ile tatlı tadını verir ve çoğu zaman aynı miktardaki şekerden daha tatlıdır. Günümüzde en çok bilinen 4 çeşit tatlandırıcı vardır. Bunlar ; aspartam, sakkarin, asesulfamK ve sükraloz’ dur.

Aspartam;
Sofra şekerinden 200 kez daha tatlıdır. 1965’te bulunan aspartam 2 aminoasidin (aspartik asit ve fenilalanin) birleşimidir. Aminoasitler protein yapısını oluştururken, aspartik asit ve fenilalaninöyle bir şekilde bir araya getirilmiştir ki tatlı olarak algılanmaktadır. Bu iki aminoasit; et, yağsız süt, meyve ve sebzelerde doğal olarak bulunur. Sindirildiğinde vücudumuz onlara diğer aminoasitler gibi muamele eder. Fenilalanin içermesi nedeniyle, fenilketonürili (PKU) bireyler aspartamlı içeceklleri ve yiyeceklleri tüketirken dikkatli olmalıdır. Isıtma ile yapısı değiştiğinden, pişirme gerektirmeyen besinlerde kullanılır. Pudingler, jelatinler, dondurulmuş tatlılar, sıcak kakao karışımları, toz halindeki içecekler, çaylar, naneli nefes açıcılar, sakızlar ve sofrada kullanılan tatlandırıcılar gibi ürünlerde bulunur.

Sakkarin;
1879 da bulunmuş olup, yaklaşık 100 yıldır kalorisiz tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Üzümde doğal olarak bulunan bir maddeden üretilmiştir. Sofra şekerinden 300 kez daha tatlıdır. 20 mg sakkarin 1 tatlı kaşığı sofra şekeri ile aynı tatlılığı verir. Vücut parçalayamadığı için, sakkarin enerji sağlamaz, idrarala atılır. Sakkarin ısıtıldığı zaman tatlı tadını muhafaza eder. Bu yüzden pişmesi gereken besinlerde kullanılabilir.

Asesulfam K;
1967’de bulunmuş asesulfam K beyaz renkte, kokusuz, kristal yapıda bir tatlandırıcıdır. Kalori sağlamaz.

Sakkarin gibi asesulfam K’ da vücut tarafından parçalanamaz ve idrarda değişikliğe uğramadan atılır. Şekerden 200 kez daha tatlıdır. Bazı besinlerde yüksek konsantrasyonlarda kullanıldığında ağızda hafif bir tad bırakabilir. Bu yüzden diğer tatlandırıcılar ile, enerji vermeyen ve enerji veren tatlandırıcılar sıklıkla birlikte kullanılır. Asesulfam K ısıtıldığında yapısı değişmediğinden pişirme gerektirecek besinlerde kullanılabilir. Şeker gibi hacim oluşturmadığından bazı yemek tariflerinde kullanılmaz.

Sukraloz:
1991 yılında kanada tarafından kullanım izni verilen sukraloz en son çıkan tatlandırıcı olarak bilinir. Klorlama yoluyla şeker ( sukroz)dan elde edilir. Şekerden 600 kat daha tatlıdır. Isıya dayanıklıdır. Metalik tat içermez. Her türlü ısıl işleme uğrayabilir yapısı bozulmaz. Tadı şekere en yakın tatlandırıcı olarak bilinir.

Kaynaklar;
http://tr.wikipedia.org/wiki/
http://www.diyetisyenara.com/
http://www.bodytr.com/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.