Borç ödemede güvenilir olma durumu; kredi…

İtibar,
Arapça: itibar,
Arapça, ölçmek, tartmak anlamındaki abr sözcüğünden türetilmiştir.
Saygınlık.
Prestij.
Hürmet,
İbret alma.
Saymaca,
Borç ödemede güvenilir olma durumu; kredi.
Değerli, güvenilir olma durumu, saygınlık, prestij.
Saygı görme, saygı gösterme, değer verme, kendine değer verilme.
Önem verme, önem verilme, dikkate alma, dikkate alınma.
Hatırı sayılır olma durumu, şeref, haysiyet.
Ticari hayatta güvenilir olma durumu, güven kazanmış olma.
Bir şeyin gerçek olmayan, öyle farzedilen değeri.
Ehemmiyet vermek, hürmet, riayet ve hatırsamak, kulak asmak, ibret alıp uyanık olmak, birisini veya sözünü makbul farzetmek şeref, haysiyet, bir şeyin gerçek değil, kararlaştırılan değeri.

İtibar etmek:
Değerlendirmek, dikkate almak.
Saygı göstermek, saymak, değer vermek
Göz önünde bulundurmak, dikkate almak
Kredi açılması için bir yere yazılan mektup

İtibardan tasarruf olmaz.
Soygunun hammaddesi.

Eylem Tok’ un bir kitabı…

Mihr,
Mihr, Eylem Tok’un ilk romanı.
Psikolojik aşk romanıyla, küçük yaşlarda cinsel istismara maruz kalmış insanların, gelecekte nelerle yüzleştiğini ortaya seriyor ve cinsel kimliğini kaybetmiş insanların yetişkinlik evresinde nasıl bir çırpınış içine girdiğini gösteriyor.

Roman, cinsel istismarın travmalarını tüm şiddetiyle anlatan; kadın olmaya, erkek olmaya, iyiliğe ve kötülüğe dair sarsıcı bir roman! Mihr, yakın çevresindeki iki erkeğin cinsel tacizleriyle örselenmiş bir erken kadının öyküsünü anlatan roman, namus üzerine kurgulanmış kusursuz bir öç planı aynı zamanda.

Eylem Tok;
İstanbul’da yaşayan yazar Eylem Tok, roman yazarlığı dışında öykü şiir ve çocuk masalları kitapları da yazıyor.
Yazma hayatına çocuk yaşlarda şiirler ile başlayan yazar; düz yazı, deneme ve öyküler ile devam ederek kaleminin farklılığını ve romancılığını ortaya koymuş ve adından söz ettirmiştir.
Yazar Eylem Tok, Deneme, Edebiyat, Roman kategorilerinde eserler yazmış bir yazardır.

Eserleri:
Mihr,
Dev İle Üç Cüce,
Allah’ın Piyonları

Özür, kusur…

Dak,
Özür, kusur.
Kusur, defo.
Defo,
Fransızca: defaut.
İngilizce: defect, handicap, disability.
Almanca: Fehler; Fehlstelle.
Hata,
Eksiklik, noksan, nakisa.
Kusur, özür, bozukluk.
Bir üründe, özellikle kumaş ve giysilerde bulunan yapım hatası.
Sakatlık, bozukluk, eksiklik veya elverişsizlik, kusur, defo.
Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama.
Bir yapı ya da yüzeyin düzgünlüğünü bozan bozukluk.

Defo kelimesinin halk dilinde diğer anlamları;
Kötü kadın, ırz ve namusuna önem vermeyen, aşağılık kimse.
Bir kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret.
Ayıp.
Mani, engel.
Kusur, nakise, sakatlık.
Fevz.
Zafer.
Din.

Obur, çok yiyen…

Abur,
Obur, çok yiyen.
Gereğinden çok yemek yiyen, doymak bilmeyen (kimse).

Abur sözcüğünün yörelere göre başka anlamları:
Küçük çocukların kasık ve koltuk altlarına pudra yerine sürülmek üzere nane, mersin, kekik, gül ve cennet süpürgesi yapraklarının döğülmesinden elde edilen toz.
Namus, şeref, haysiyet.
Kılık, kıyafet, biçim.
Öğme, medih.
Karalahana, fasulye ve mısır unu ile yapılan bir çeşit yemek.
Kekliklerin gelme zamanında ilk gelen keklikler.

1 2 3