Turpgillerden, yaprakları salata gibi yenen, 20 – 40 santimetre yüksekliğinde, sebze olarak bahçelerde yetiştirilen, kokulu, bir iki yıllık bir bitki…

Roka,
(Eruca sativa)
Rumca: roka,
İngilizce: rocket,
Fransızca: fusee, roquette,
Almanca: nachtviole, rauke, echte, gartenrauke,
Latince: Eruca sativa
Turpgillerden, yaprakları salata gibi yenen, 20 – 40 santimetre yüksekliğinde, sebze olarak bahçelerde yetiştirilen, kokulu, bir iki yıllık bir bitki.

Turpgillerden, tarlalarda, yıkıntılarda kendiliğinden yetişen, salata olarak yenilen yaprakları için bahçelerde de özel olarak yetiştirilen, sapı tüylü, yaprakları almaşık dizilişli, boyu 40 santimi bulabilen, bir yıllık, baharlı bir otsu bitki.
Hardalgiller familyasından, 50 cm kadar boylanabilen, parçalı yapraklı, sarımtırak çiçekli, yaprakları çiğ olarak salata gibi yenen tek yıllık, otsu bir bitki.

Roka sözccüğünün başka anlamları:
Taneli mısır koçanı.
Sert,

Deniz kızı….

Siren,
Denizkızı; üst tarafı kız, alt tarafı balık olduğuna inanılan denizkızı.
Üst tarafı kız, alt tarafı balık olduğuna inanılan deniz kızı.
Denize yakın kayalıklar üzerinde şarkı söyleyen, başı ve göğsü kadın biçiminde, belden aşağısı balık kuyruklu olduğu varsayılan doğaüstü yaratık.
Deniz kızları, belinden yukarısı dişi bir insan görünümünde olan ama aynı zamanda bir balık kuyruğuna sahip efsanevi varlıklardır.

Polonya’ nın başkenti Varşova’ da bulunan ve şehrin armasında da resmedilen deniz kızı.

MÖ.1000 yılında Asur kraliçesi Semiramis’ in annesi Atargatis, ölümlü bir çobana aşık olan ölümsüz bir tanrıçadır. Ancak aşık olduğu genç çoban ölür ve o da bir balığa dönüşmek için bir göle atlar. Ama su, onun mükemmel vücudunu ve doğasını gizlemez, bunun yerine ona bir balık kuyruğu ve suda nefes alabilme yetisi verir. İlk Atargatis betimlemeleri insan kafası ve bacakları olan bir balık şeklindedir. Yunanlılar ise Atargatis’ i Derketo olarak tanımışlar ve Afrodit’ in yanında betimlemişlerdir.

Siren sözcüğünün diğer anlamları:
İtfaiye, cankurtaran ve polis araçlarında bulunan, tiz ses çıkaran uyarıcı alet.
Üstü örtülü yaylı araba.
Sisre,
Hamur kesmeye, tekne kazımaya yarayan araç.

Kadife…

Velur,
Kadife,
Arapça: katife,
Fransızca: velours.
Bir yüzü kısa, ince, sık tüylerle kaplı, ipek, pamuk veya yünden, parlak yumuşak kumaş.
Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş; velur.
Bu kumaştan yapılmış, bu kumaşla kaplanmış.

Yumuşak ve parlak.
Uzun havlı kumaş.

Kadife Çiçeği:
Gavur gülü (Tagetis).
Parlak sarı, turuncu, esmer çiçekler açan bir yıllık, çok dallı otsu bitki.

Kadife sözcüğünün diğer anlamı:
Uskumru büyüklüğünde pulsuz tatlı su balığı.

Gümüş balığına benzer bir balık…

Çamuka,
(Atherina hepsetus),
Rumca; çamuka.
Aterina,
Gümüşbalığı,
İngilizce: Silver atherine, smelt.
Fr. Atherine,
Fransızca: sauclet,
Almanca: Ahrenfisch,

Gümüş balığına benzer küçük bir balık olan çamuka; Gümüş balığıgiller (Atherinidae) familyasından bir balık türüdür. Fazla derin olmayan kıyıların sıcak ve ılıman bölgelerinde yaşarlar. Kumlu ya da çakıllı bölgelerde sürü halinde dolaşırlar. Yavru balıklar, kabuklular ve yumuşakçalarla beslenirler. Uzunluğu 10-15 cm kadardır. Lezzetli beyaz eti nedeniyle ekonomik değeri yüksek bir balıktır. Çamukalar gümüş balıkları ile beraber avlanır. Üreme ve başka özellikleri gümüş balıkları gibidir.

Çamukanın büyüklerine tokmak baş denir.
Gümüş balığına benzer küçük bir balıktır.

Bir deniz teknesinin devrilerek ters dönmesi …

Alabora,
İtalyanca: albora,
Denizde bir teknenin devrilerek ters dönmesi durumu.
Gemi, tekne, sandal vb. deniz araçlarının devrilip yan yatması veya ters dönmesi.
Tekne, sandal vb. deniz araçları devrilip ters dönmek.
Geminin devrilecek kadar yan yatması.
Bir deniz teknesinin devrilerek ters dönmesi.
Geminin yan yatması.

Alabora sözcüğünün başka anlamları;
Altüst etmek.
Yatık durumdaki bir sereni dik duruma getirme.
Bir serenin yatay durumdan düşey duruma getirilmesi.
Selamlamak için filika küreklerinin yukarıya kaldırılması.
Balığı toplamak için dalyan ağının yukarıya alınması.

Marmara ve Karadeniz’de yetişen sevilen balık türlerinden biri…

İstavrit,
Latince: Trachurus trachurus
İngilizce: horse-mackerel,
Fransızca: saurel,
Almanca: Stocker,
Rumca: stavridi.
Marmara ve Karadeniz’ de yetişen sevilen balık türlerinden biri.
Uskumrugillerden, pulsuz ve az kılçıklı bir balık .
Kemikli balıklar takımının uskumrugiller familyasından bir balık türüdür.

Yunanca: stavridis,
Uzunluğu 30-50 cm. olup yavruları bir deniz anası türü ile ortak yaşar. Çok geniş alanlara yayılmışlardır. Uskumrugillerden, uskumruya benzer, sırtı gri yeşil, diğer kısımları gümüşi renkte, 25 – 40 cm boyundadır. Sıcak ve ılık denizlerde yaşayan ve çok yenen kemikli bir balıktır.

Halk ağzında orkinosa İstavrit azmanı denir. Bu balıkların vücudu yanlardan basık ve iğ şeklindedir.

Ağzı öne doğru uzayabilme yeteneğinde, dişleri ince, gözleri iri, kuyruğu derin çatallıdır. Birinci sırt yüzgeci kısa ve ikinci sırt yüzgecinden yüksektir. İkinci sırt yüzgeci ve anüs yüzgeci kuyruğa doğru alçalarak uzar. Alt bölümü gümüş renginde, sırtı lacivert ya da yeşilimsidir.

Gövdesinin orta bölümünde bir kıvrım yapan ve kalkan pul denen iri pulların örttüğü yanal çizgisi çok belirgindir. Sırt yüzgecine koşut uzanan ve yanal çizgi ile aynı işlevi gören yalancı yanal çizgi yalnız bu cins üyelerinde görülür. Yalancı yanal çizgi aynı zamanda istavritin kolayca ayırt edilmesine de yarar.

İstavritlerin yavruları yaygın olarak kıraça adıyla tanınır.

1 2 3 14